Muhacirlerin en kutlusu ve en şereflisi Rehber-i Ekmel Efendimizin (asm) getirdiği hakikatler cihanşümul olduğuna, yani bütün zamanlara, mekânlara, toplumlara hitap ettiğine ve yol gösterdiğine göre, biz ne zaman, nerede, nasıl hicret edeceğiz?
Evvela şu hakikati anlamalıyız: Atomlar, moleküller vazifeli olarak çiçekten böceğe, bitkiden unsurlara, uzuvlardan uzuvlara hicret eder.
-Kanımız kalpten başlayarak hücrelerle gıda, erzak ve cephaneyi yüklenerek bedenimizin en ücra köşelerine kadar hicret ederek götürür.
-Hava, su, bulutlar, devir daim ile hicret eder.
-Mevsimler hicret eder.
-Dünyamız saat 108 bin kilometre süretle hicret eder.
-Güneş sistemi saniyede 72 bin kilometre yol kat’ederek hicret eder.
-Samanyolu hicret eder.
-Kâinat, mülk âlemi, âlem-i ahrete hicret eder.
l İnsan kâinatın bir özetidir. Kâinatın küçük bir örneği, maketi, minyatürü olduğuna ve hicret eden elementler, unsurlardan inşâ edildiğini göre, aslında o da her daim farklı bir ‘hicret’ halindedir. İşte kâinatın bütün unsurlarının özünde olan bu hicreti, kendisi de gerçekleştirmelidir.
l Hayat bir hicrettir. “İnsan bir yolcudur. Sabavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Her iki hayatın levazımatı, Malikü’l-Mülk tarafından verilmiştir. Fakat o levazımatı, cehlinden dolayı tamamen bu hayat-ı faniyeye sarf ediyor. Halbuki, o levazımattan lâakal onda biri dünyevî hayata, dokuzu hayat-ı bakiyeye sarf etmek gerektir.
l Hicret, Kur’ân’ı anlamanın ve yaşamanın, anlatmanın ve yaymanın adıdır. Hicret İslam medeniyetini, uhuvvetini tebliğ ve ihyaya hareketidir.
l Hicret, ulvi bir seyr ü sefer, maddi-manevî bir seyr u sulüktür.
l “Emr-i bil-ma’ruf, nehy-i an’il-münker” (İyi, doğruyu emretme, anlatma, yanlıştan, kötülükten men etme) hicrettir. Yani, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’ye uygun düşeni anlatmak, tebliğ etmek; uygun düşmeyeni, Allah ve Rasulünün (asm) razı olmadığı şeyi men etmektir.
l Hicret ifrat derecede irtibat için yol kat’etmektir.
l Kahveye değil, camiye, sohbete, derse, kütüpnaneye gitmektir hicret.
l Kötü arkadaşları bırakıp dostların sinesine göçtür hicret.
l Televizyon-internet saldırılarından kaçıp kitaba, tefekküre koşmaktır hicrettir.
l Düşmanlıktan, nefretten sevgiye, kaynaşmaya yol almak hicrettir.
l Tenbellik yatağını terk edip, cihad-ı maneviye, yani, ilim ve iman hakikatlerini anlatmak hicrettir. Allah yoluna iyilikle, güzellikle çağırmak hicrettir.
l Ahlakdışı mekân ve olaylardan uzaklaşmak hicrettir.
l İftiraktan ittifaka, ittihada gitmek hicrettir.
l Meşveret etmek, cemaati hareketlere iştirak hicrettir.
l Asr-ı Saadete, Cezîretü’l-Araba gitmek, fikren, zirken ve hayalen olsun o Resul-i Ekrem’i vazife başında görüp ziyâret etmek hicrettir.
l Hülasa, sapıtmışlıktan hidayete, zulmetten nura, şirkten tevhide, günahtan sevaba, yanlıştan doğruya, hatan tevbeye, sebeplerin karanlık perdelerinden Allah’ın yüce kurdetine ilticâ etmek hicrettir.
TEBRİK: 1440. Hicri yılbaşınızı tebrik eder; ülkemiz, İslâm âlemi; özellikle muztar ve mağdur Müslümanlar, mazlumlar ve insanlık âlemi için hayırlara ve sulh-u umumiye vesîle olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.