Genel Yayın Yönetmenimiz Kâzım Güleçyüz ve Yazıişleri Müdürümüz İbrahim Özdabak, densiz bir dengesizin şikâyeti üzerine 3 duruşmada, 3 heyet değişikliğiyle görülen dâvâları sonuçlandı. Karar: Güleçyüz’e 1 yıl 8 ay, Özdabak’a 1 yıl 6 ay 22 gün hapis.
Gayet tabiî ki, itiraz hakkı kullanılıp üst mahkeme İstinaf ve Yargıtaya gidilecek. Bu da birkaç seneyi alır… Ve şeksiz, şüphesiz “Hak ve adalet mutlaka yerini bulacak inşaallah.”
Bu ceza ilk olmadığı gibi, muhtemelen son mahkemeleri de olmayacaktır. Güleçyüz, Özdabak, biz dahil 15 Yeni Asya yazarı, 28 Şubat gibi dehşetli bir dönemde de DGM’lerde yargılandık ve aynı sürelere yakın cezalar aldık. 5 sene aynı suçu (!) işlememek şartıyla tecil, yeni tehir edildi. Ve Yeni Asya sayesinde DGM’ler de kalktı; cezalar da…
Bugünlerde başka gruplardan kardeşlerimiz 1 yıl 9 ay, vs. gibi ceza alanlar oldu. 2 yıl ve altındakilerin infazı yapılmıyor, yani hapis yatılmıyor.
Üst mahkeme ve Yargıtay bu cezaları da bozacaktır inşallah! Aksi olsa da hepimiz şöyle düşünmeli değil miyiz?
Farz-ı muhal hepimizi hapse atsalar bile ne lâzım gelir? Dâvâmızdan, yolumuzdan, mücadelemizden, dik duruşumuzdan, zikzaksız, tavizsiz çizgimizden, “bir masum dahi olsa hakkını savunmak için semavata işittirecek derecede bağırmaktan”, hakperest manşet atmaktan, yalnızca doğruları yazmaktan vaz mı geçeceğiz?
İslâm tarihine atf-ı nazar ederek elbette “Hayır!” diyeceğiz: Peygamber Efendimize (asm) ve güzide ashabına enva-ı çeşit ve en ağır işkence, eziyetleri yapmadılar mı, ölüm derecesine varan ambargolar uygulamadılar mı?
İmam-ı Hanbel, İmam-ı Şafii, İmam-ı A’zam hapse atılıp işkenceye maruz kalmadılar mı? Ki, “İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe inandığını ve doğru bildiğini söylemekten, hayatı pahasına vazgeçmemiş, birçok sıkıntı ve mahrumiyete katlanmıştır.
Emevilerin son halifesi II. Mervân, birçok âlime memuriyet, Ebû Hanîfe’ye de (ra) Kûfe Kadılığı veya beytülmâl eminliği teklif edilmiş, her türlü baskıya rağmen kabul etmeyince de hapsedilmiştir. Halife Mansûr, yeni kurulan Bağdat şehrinin kadılığı teklifini kabul etmemiş, bunun sonucu olarak Bağdat’ta hapse atılmıştır. Bundan dolayı öldüğü de rivayet edilmiştir.” (TDV İslâm Ansiklopedisi, 1994 İst., 10. Cild., 131-138.)