İşte Risale-i Nur; modern fen, sosyal ve manevi ilimleri harmanlayıp iman, İslam esaslarını ispat edip izah etmiş; çağın şartlarına uygun yeni bir hizmet stratejisi, yeni bir irşad ve tebliğ üslubu getirmiştir.
Ve tüm seküler felsefeleri çürütmüş, ateist filozofları yerden yere vurmuştur. Aynı zamanda Kur’ân ve Sünnete dayalı muhteşem bir ruh/duygu ve nefis terbiyesi metodu geliştirmiştir. Bunun adı: Hakikat mesleğidir.
Mevlana hakikate dört kapıdan ulaşıldığını söyler:
1-Şeriat Kapısı 2-Tarikat Kapısı 3-Marifet Kapısı 4-Hakikat Kapısı. Öğrencilerinden biri sormuş; “Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamadım!”
“Şu karşı medresede, rahlelerine eğilmiş dersini çalışan dört kişi var; git hepsinin ensesine bir tokat at, gel sana anlatayım.”
Gitmiş, birincinin ensesine bir tokat aşketmiş. Tokadı yiyen derhal kalkıp, daha kuvvetli bir tokatla mukabele etmiş. Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat indirmiş. O da hemen ayağa kalkıp elini kaldırmış; tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Üçüncüye de atmış. O ise, kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş. Öğrenci olanları hocası Mevlana’ya anlatmış.
- Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince; aynısını sana iade etti.
- İkinci, tarikat kapısında. Tokadı yiyince kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde, “Sana kötülük yapana bile iyilik yap”, şeklindeki söz aklına geldi; bir şey yapmadan oturdu.
- Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
- Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibinin Onun olduğunu bilir; dönüp bakmadı bile...
Aslında tasavvuf/tarikat de, hakikat mesleği de birer vesiledir. Aslolan İlahi hükümlerdir, şeriattır. Tasavvuf da, hakikat mesleği de şeriatın bir cüz’üdür, parçasıdır. Yoksa şeriatın kendisini değil. Ayrıca, bunlar hakka ulaştıran vesilelerdir.
Dipnotlar: 1-Kur’an, Zâriyat, 20, 21; 2-Age, Fussılet, 53.; 3-Mektubat, s. 54.