"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Herkes fizik, kimya, matematiği anlıyor mu ki, Kur’ân’ı anlasın?

Ali FERŞADOĞLU
11 Kasım 2017, Cumartesi
Son 10-15 yıldan beri “mealcilik”, daha yoğunluklu olarak bazı müfsit mihraklar tarafından sistemli ve kasıtlı bir şekilde pompalandığı gözden kaçmıyor.

Hedef, Ezeli Kelâmullah olan ve “yaş ile kuru herşeyi ihtiva eden” Kur’ân’ın derin, engin hakikatlerini ve manalarını gizlemektir. Meal ve tercüme, sayısız manaları yansıtamadığından basit ve sathi göstermektir.

Dessasane kullandıkları argümanlardın birisi şudur: “Kur’ân düşünülüp anlaşılsın diye apaçık olarak indirildi!”

Eğer herkes Kur’ân’ı anlayabilirse, bırakınız mealleri, açınız Kur’ân-ı Kerîm’i okuyunuz ve anlayınız!

Bu mantığa göre, “Tıp, fizik, kimya, biyoloji, astronomi, matematik, psikoloji, sosyoloji kitapları” daha apaçıktır!

Açınız bunları okuyunuz! Ve âlim olunuz! Okula gitmenize de gerek yoktur! Bu ilim dallarını hocalardan, profesörlerden ders almanıza da ihtiyaç yoktur! Öyle değil mi?

Eğer herkes anlarsa, “Niye meallere bakıyor ki!” Mealler, Ahmed’in, Mehmed’in anladığı, nakıs, kısır, basit, tek kelimelik manalar değil mi? Onlar anlarsa siz de anlarsınız! Niye onların anlayışlarına göre hareket ediyorsunuz ki!

Siz mi yanlış anladınız? Size yanlış mı anlatıldı?

Açıklamalı meale evet, ama, önce “aklî, mantıkî, ilmî (manevî, sosyal, fennî) ispata” dayalı bir tefsir okumalı. Okumak yetmez, müzakere ve mütalâa ederek, yani iyice anlayarak okumalı. Sonra açıklamalı bir meal okunabilir.

Okul hayatı, kurs hayatı, herhangi bir meslek hayatı bunu göstermiyor mu? Hengisi üstünkörü, sathî bir bakışla elde edilebilir?

“Sırf mealcilik” dehşetli bir tuzak aslında. Bu yeni bir hadise de değildir. 1926’larda toplumu dinden soyutlamak, Kur’ân’dan uzaklaştırmak için başlatılan bir dizi devrimlerin bir parçasıdır. Deccalizmin/Süfyanizmin ve dahi Kemalizmin bir oyunudur! “Meal” manayı kısırlaştırır, çok basit tek bir manaya indirger, pekçok manaları gizler, hiç hatıra getirmez.

Bu tuzağı Bediüzzaman şöyle deşifre eder: “Bundan on iki sene evvel  işittim ki, en dehşetli ve muannid bir zındık, Kur’ân’a karşı suikastını, tercümesiyle yapmaya başlamış ve demiş ki: “Kur’ân tercüme edilsin, tâ ne mal olduğu bilinsin.” Yani, lüzumsuz tekraratı herkes görsün ve tercümesi onun yerinde okunsun diye dehşetli bir plân çevirmiş.”1 

Dipnotlar: 1- Asay-ı Musa, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 64.

Okunma Sayısı: 2392
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı