"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hikmet ve şiddet yan yana gelmez

Ali FERŞADOĞLU
27 Ocak 2015, Salı
Hikmet; ilim, felsefe, güzel yol demektir. Kur’ân’ın nurlu kelimelerinden olan “hikmet”in, hem birey, hem toplum, hem devlet, hem de genel olarak ümmet ve insanlığa yönelik cepheleri vardır.

Hikmet kavramı, bünyesinde adâlet’i, riyâzet’i, kudsiyyet’i, infak’ı ve mârifet’i de taşıyor. “Hikmet”i, niyet, plân ve kararda tüm bilimsel verileri kullanarak “optimaliteyi” arama ve bulma süreci olarak tanımlayabiliriz. 

“Hikmetli söz mü’minin yitiğidir. Onu nerede bulursa hemen almalıdır”,1

“İslâmda iyi bir çığır açan kimse, o güzel çığırın sevabını aldığı gibi onunla amel edenlerin sevaplarını da hiçbir eksiklik olmaksızın alır. Kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, onun günahı boynuna olduğu gibi, onunla amel edenlerin günahları da boynuna yükler.”2 Buna benzer yüzlerce teşvik ve ikaz bulunur.

Müslümanlar, İslâm’ı bu perspektiften ele alıp ona göre hareket etmeleri derecesinde medenîleşip terakkî ettiklerini tarih gösteriyor.3

İslâmiyet, insana kazandırdığı bu derinlik ve ufuk sayesinde, kritik düşünce ve tabiata objektif bakış, Müslüman düşünür ve bilim adamları Kurtuba (Cordoba) ve Tuleytula (Toledo) şehirlerindeki İslâm üniversiteleri aracılığıyla Batı’yı uyandırıp ayıltmış, bu temeller üzerine kurulan Hıristiyan Avrupa üniversiteleri çok verimli bir ilmî estetik hareketin, rönesansın zuhûruna bu çağda öncülük etmiştir.4

İslâm dünyasında dokuz ile on ikinci asırlar arasında hukuk, felsefe, teoloji ve müspet ilimlerde bugünün medeniyetine zemin hazırlayan fikir ve ilim hareketinin temelleri atılmıştır. Charles Mismer’in meşhur, “Hıristiyanlar âlim olunca Hıristiyanlıktan alâkaları kesilir, Müslümanlar da câhil olunca İslâmiyet ile alâkaları kesilir” sözü bunu te’yid eder. Avrupa bugünkü medeniyetini Rönesansa, Rönesans’ı da C. W. Bodley’in dediği gibi İslâm’a borçludur.5

İslâm dünyasında asırlarca beraber okutulan fen ilimleriyle din ilimleri beraber okutulmuş; Şâfiî Hazretleri, dünyanın yuvarlaklığını, milâdi 800 yıllarında, kutuplarda namaz ve Kıble meselesiyle izah ederken; 17. yüzyılda yaşayan Galile, dünya dönüyor dediği için ölüme mahkûm edilmiştir.6 Hattâ, ilim ve fikir açısından İslâm tarihinin ilk devrelerinde o kadar kısa zamanda, o kadar geniş bilgi üretimi oldu ki, toplum bunu hazmedemedi ve bir bakıma toplum onunla hayatına bir düzen veremedi.7

Dipnotlar:

1-Tirmizi, İlim, 19.; Tirmizi, Kader, 17; İbn-i Mâce, Mukaddime, 17.
2-Sünen-i Neseî, Kitabü’z-Zekât, 64. 
3-Tarihçe-i Hayatı, s. 80.
4-Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, İlimde Demokrasi Olmaz, Yein Asya Yay., İst., 1991, s. 13.
5-Prof. Dr. İrfan Yılmaz vd., Yeni Bir Bakış Açısıyla İlim ve Din, İst., 1998, c. 1, s. 291.)
6-Prof. Dr. Faris Kaya, İlimlerden Allah’a, Nesil, İst., 1995, s. 17.)
7-Prof. Dr. Mehmet S. Aydın, İçe Kritik Bakış/Din-Felsefe-Laiklik, İyiadam Yay., İst., 2000, s. 29.

Okunma Sayısı: 1644
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • celal can

    27.1.2015 11:49:37

    çelebice kardeş yorumuyla güzel bir orta yapmış,aklıma mesnevi nuriyede MÜHİM BİR MESELE BAŞLIKLI eserde;ene 'nin iki vechi vardır.Bir vechi nübüvvet almıştır,bir vechinide felsefe almıştır''der üstadımız.birinci vecih,ubudiyet-i mahzaya menşedir.HALIK,IN sıfatını fehmetmek için bir mizan ve bir mikyastır.''enenin bu vechinden Cenabı Hak şecere-i tuba-i ubudiyeti inbat edip ;dal ve budakları,kainat bahçesinde enbiya ,evliya sıddıkin gibi mübarek semereleri vermiş.''MESNEVİ NURİYE Hikmetin kaynağı diye düşündürüyor. ikinci vechi alan felsefe enenin vücudunu asli ve kendine müstakil ve malik-i hakiki olduğunu zu'm etmişlerdir.vazifesi de,yalnız hubb-u zatıyla tekamülü hayattır.ENENİN BU SİYAH YÜZÜNDEN envaen şirkler,dalaletler çıkmıştır.ezcümle kuvve-i behimiye dalında sanemle doğmuşlardır.KUVVE-İ GADABİYE (HİDDEY- ÖFKE )gunsundan (ağaç) firavunlar ,nemrutlar çıkmıştır.MESNEVİ NURİYE'' şiddetin çıkış noktası büyük bir vebal insanı titretiyor.

  • çelebice

    27.1.2015 00:53:55

    Hikmet ilmi,sabrı ve tedriciliği ifade eder. Şiddet ise, kaba kuvveti, aculiyeti ve muhakemesizliği ifade eder. Hikmet medeniyetin ve islamın malı. Şiddet kimin malı...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı