"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Huzurda olmanın huzuru: Duâ

Ali FERŞADOĞLU
29 Kasım 2018, Perşembe
Duâ, alemlerin Rabbi ve Habir-i Mutlak olan Allah ile mükaleme etmek, konuşmak, iletişime geçmek, diyalog kurmaktır.

Cenâb-ı Hakk’a yaklaşarak huzûruna varmanın huzûrunu yaşarız. 

Yalnız ben ve O.

Yalnız sen ve O.

Yalnız biz ve O.

Aracı yok, perde yok, engel yok. 

Doğrudan doğruya Rabbimizle, istediğimiz zamanda, istediğimiz mekânda görüşmemizdir duâ. 

Zira, Allah her yerde hâzır ve nâzırdır.

Mekândan münezzehtir.

O, duâ ettiğimiz, yalvardığımız, sığındığımız, yalnız başına huzuruna çıkıp niyazda bulunduğumuz öyle bir Zat’tır ki, “Ne zâtında, ne sıfâtında, ne ef’âlinde nazîri yoktur, misli olmaz, şebîhi yoktur, şerîki olmaz. Evet, bütün kâinatı bütün şuûnâtıyla ve keyfiyâtıyla kabza-i rububiyetinde tutup bir hane ve bir saray hükmünde, kemâl-i intizamla tedbir ve idare ve terbiye eden bir Zât-ı Akdese, misil ve mesîl ve şerîk ve şebîh olmaz, muhaldir. 

 Evet, bir Zât ki; 

 • Ona yıldızların icadı zerreler kadar kolay gele, 

 • Ve en büyük şey, en küçük şey gibi kudretine musahhar ola, 

 • Ve hiçbir şey hiçbir şeye, hiçbir fiil hiçbir fiile mâni olmaya, 

 • Ve hadsiz efrad, bir fert gibi nazarında hazır ola, 

 • Ve bütün sesleri birden işite, 

 • Ve umumun hadsiz hâcâtını birden yapabile, 

 • Ve kâinatın mevcudatındaki bütün intizamat ve mizanların şehadetiyle, hiçbir şey, hiçbir hal daire-i meşiet ve iradesinden hariç olmaya, 

 • Ve hiçbir mekânda olmadığı halde, herbir yerde ve herbir mekânda kudretiyle, ilmiyle hazır ola, 

 • Ve herşey O’ndan nihayet derecede uzak olduğu halde, O ise her şeye nihayet derecede yakın olabilen bir Zât-ı Hayy-ı Kayyûm-u Zülcelâlin elbette hiçbir cihetle misli, nazîri, şerîki, veziri, zıddı, niddi olmaz ve olması muhaldir. Yalnız, mesel ve temsil suretinde şuûnât-ı kudsiyesine bakılabilir. Risale-i Nur’daki bütün temsilât ve teşbihat, bu mesel ve temsil nevindendirler.

İşte duâ, böyle bir Zât-ı Hayy-ı Kayyûm-u Zülcelâlin, bir Kadir-i Küllî Şey’in, Cevad, Kerim, Muhsin, Vehhab-ı Mutlakın huzuruna çıkıp hacetlerini ve isteklerini kemal-i huzur ile O’nun huzurunda O’na arz etmenin huzurunu yaşamaktır.

Okunma Sayısı: 1778
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı