"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hz. Eyyub’un (as) tecrübe edilmiş makbul duâsı

Ali FERŞADOĞLU
20 Ekim 2018, Cumartesi
Hz. Eyyub (as) on oğula, pek çok mal, servete sahipti. Şam/Beseniyye bölgesindeki çiftliklerinde, sürü sürü hayvanları, bağları, bahçeleri ve pek çok işçisi vardı.

Bu onu Allah yolundan alıkoymadığı gibi, bilâkis şükrünü ziyadeleştirdi. Peygamber olarak gönderilince, hepsinde olduğu gibi, çok sıkıntılı bir süreç içinde insanları imana, Allah’a ibadete dâvet etti.  

Bu arada, malı, çocukları ve bedeni ile de şiddetli bir imtihana tabi tutuldu: Malları elinden alındı. Çoban sûretinde huzuruna çıkıp, bütün mal ve servetinin heba olduğunu haber veren şeytana, “O malı mülkü bana Rabbim vermişti. Şimdi de aldı. Çünkü sâhibi O’dur” şeklinde harika bir sabırla mukabele etti.

Ardından çocukları zelzelede vefat eder. Bunu da haber veren şeytanı tersleyerek büyük bir tevekkül ve sabır gösterir. 

Sonra amansız bir hastalığa maruz kaldı. Hastalık şiddetlenince, hanımı Rahime’den (ra) başka bütün akraba, dost ve komşuları onu terk eder. 

Şeytan, “Hastalığı size de bulaşır!” diyerek halka vesvese verince onu şehirlerinden de çıkarırlar. Onun durumu Risale-i Nur’da şöyle tasvir edilir:

“Pek çok yara, bere içinde epey müddet kaldığı halde (bir rivayette yedi yıl), o hastalığın azîm mükâfâtını düşünerek, kemâl-i sabırla tahammül edip kalmış. 

Sonra, yaralarından tevellüt eden kurtlar kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve marifet-i İlâhiyenin mahalleri olan kalb ve lisanına iliştikleri için, o vazife-i ubudiyete halel gelir düşüncesiyle, kendi istirahati için değil, belki ubudiyet-i İlâhiye için demiş: 

“Yâ Rab, zarar bana dokundu. Lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime halel veriyor” diye münâcât edip, Cenâb-ı Hak o hâlis ve sâfi, garazsız, lillâh için o münâcâtı gayet harika bir surette kabul etmiş, kemâl-i âfiyetini ihsan edip envâ-ı merhametine mazhar eylemiş.1  

Bu hali Kur’ân’da şöyle anlatılır: “Eyyüb de hatırla ki, Rabbine şöyle niyaz etmişti: ’Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.’”2 

Bunun üzerine Allah ona, “Ayağını yere vur. Çıkan sudan yıkan ve soğuğundan iç.” 3 buyurdu. 

Emredileni yapınca iki pınar fışkırır. Birinden yıkanır, birisinden içer ve öyle bir sıhhat ve gençliğe kavuşur ki, hanımı bile onu tanıyamadığı rivayet edilir! 

Böylece insanlık târihine, “Eyyub Aleyhisselâmın sabrı gibi” darbımeseliyle geçer. Şafii mutlak ve Sabur olan Allah, onu bu güzel vasıfları sebebiyle En’âm, Nisâ, Sâd, ve Enbiyâ Sûreleri’nde bilgi verilen Hz. Eyyüb (as) över. 

“Biz onu hakîkaten sabırlı bulduk. O ne güzel kuldu. Şüphe yok ki o tamâmen Allah’a dönen idi.”4 

Hiç şüphesiz onun mal, servet ve sıhhate kavuşması, halis bir sabır ve tevekkülle yaptığı samimî duânın harika sonucuydu!

Dipnotlar:

1- Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 14.

2- Enbiyâ Sûresi, 83.

3- Sâd sûresi, 42

4- Sâd Sûresi, 44.

Okunma Sayısı: 48860
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    20.10.2018 04:57:23

    SABIR ile denenmeyen insan yoktur! Ancak SABRA tahammül de cok zordur. Zira SABIR zahmetleri, musibetleri, eziyetleri, hastaliklari vs gerektirir. Cennette mükafat alabilmek icin ahireti bekleyecek kadar SABIR her yigidin harci degil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı