"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İçtimaî meseleler de “ulum-u imaniye” içindedir

Ali FERŞADOĞLU
16 Şubat 2017, Perşembe
Bilinenen ve düşünülenin aksine, Risale-i Nur, yalnızca iman esaslarını, rükünlerini, yani, altı iman şartını değil; ibadet, ahlâk, ukubat, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin içtimaî/sosyal, siyasî her meselenin imanî boyutlarını ele alır, çerçevelerini çizer. Onu da şöyle ifade eder:

“Bilmecburiye bunu haber veriyorum ki: Bu dürûs-u Kur’ân’iyenin (Kur’ân dersleri Risale-i Nur) dairesi içinde olanlar, allâme ve müçtehidler de olsalar, vazifeleri-ulûm-u îmâniye cihetinde-yalnız yazılan şu Sözlerin (Risale-i Nur’ların) şerhleri ve îzahlarıdır veya tanzimleridir. Çünkü çok emârelerle anlamışız ki, bu ulûm-u îmâniyedeki fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz. (Mektubat, s. 413)

“Ulum-u imaniye”, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’den ilhamla tefsir, hadîs, fıkıh, kelâm, tasavvuf, ahlâk gibi manevî; felsefe, sosyoloji, pedagoji, psikoloji gibi sosyal; astronomi, fizik, kimya vs. gibi fen ilimlerinin harmanlanmasıyla hasıl olan en yüksek İslâm ilmidir. 

Buna göre, bu cümlenin anlamı şudur:

“Risale-i Nur, tefsir, hadis, kelâm, fıkıh (ihtiyaç olan her meselede içtihad etmiştir), tasavvuf, ahlâk içtimaî, siyasî her meselenin fetva ve takva boyutlarını ortaya koymuştur. Sizin yapacağınız şey, onları şerhetmek, yani, yorumlamak, izah etmek ve tanzim etmektir/düzenlemektir.

“Allame” dünya çapında bir mütefekkir, âlim, İslâm hukeması, filozofudur.

“Müçtehid” ise, Kur’ân ve Sünnet’ten hüküm çıkaran âlim, imam, mezhep önderi demektir. “Müçtehidler de olsalar” ifadesi, “fıkhu’ekber, iman esasları ve ihtiyaç olan sair fikhî meselelerde içtihad ettim…” anlamı taşımıyor mu? Ki, amel meselelerinde yüzü aşkın direkt ve binlerce endirekt fetvaları vardır.

İçtimaî, siyasî meselelere gelince, “allame ve müçtehid” de olsalar görevleri; Risale-i Nur’da ortaya konan içtimaî, siyasî ölçüleri, prensipleri, stratejileri ve hizmet metotlarıyla formülleri “izah etmek, şerhetmek/yorumlayarak ortaya koymak ve düzenlemektir.”

Burada dikkat çekmek istediğimiz husus, Bediüzzaman, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin içtimaî, siyasî ölçü, prensip, hizmet metodları ve stratejilerini de “iman ilmi” içinde sunmuş olmasıdır. Münâzarât, Hutbe-i Şamiye, Divan-ı Harb-i Örfi, Mektubat’ın 27 Mektubu olan Lâhikalar (Kastamonu, Emirdağ, Barla Lâhikaları, 2500 sayfayı aşkın), Şuâlar da, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki içtimaî, siyasî ölçü, prensiplerini, stratejilerini ve hizmet metotlarını belirliyor.

Okunma Sayısı: 1947
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • said

    16.2.2017 11:20:43

    aman ağabey. yanlış anlaşılmalara meydan verebilir yazınız. şerh edici bir yazı daha isteriz. mesela bazı ağabeyler 'şuraya oy vermek imanın gereğidir ' dedi. iman ile siyaset mi yoksa peygamber efendimizin (sav) içtimai hareket ve sözleri de imana dahildir mi yoksa filan partiye oy vermeyince ya da verince iman sarsılır mı? nasıl anlamalıyız

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı