Cihadın Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’ye göre çeşitlerini, tekniğini, zamanlamasını öğrenmeden “maddî veya manevî” cihad yapılabilir mi; yapılmalı mı?
Siyaset ve idare san’atını öğrenmeden aile, toplum yönetilebilir mi? Meselâ, bugün, “maddî, silâhlı veya siyasî cihad etmek gerekir” diyen ve isteyen; şu soruların kaçına mutmain olacak tarzda cevaplar verebilir?
Cihad nedir, kaç çeşit cihad vardır? Cihad-ı maddî nedir, cihad-ı manevî nedir? Müslümanlarda cihad-ı maddî (kılıç, silâh ile kıtal/savaş) ne zaman yapılmalıdır, nasıl yapmalıdır? Buna kim karar verecek?
Meselâ, yetkili merciler savaşa karar vermişse bile, komutan, askerlerin talim, terbiye, eğitimleri tamam olmayan askerlerini cepheye sürer mi? Veya, kendisine katılan binlerce gönüllüyü, cephenin gerisinde eğitmeden, askerî taktikler vermeden cepheye sürerse ne olur?
Cihad, Kur’ân’da 60 civarında yer alır. Kur’ân ilim, marifet ile, mal ile, dil ile, beden ile yerine getirilmesi istenen “cihad”ın, duruma göre “bedenle savaşın” dışındakiler farzdır!
“Cihad”; “Allah tarafından kullarına verilmiş olan bedenî, malî ve zihnî kuvvetleri Allah yolunda kullanmak” demektir ve bu da bilgi, beden ve mal ile yapılır.
“Cihad” sözcüğünün anlamında “adam öldürme, düşman yok etme, ortadan kaldırma” anlamı yoktur. Ölme ve öldürme (savaş), Kur’ân’da, “kıtal” ve “muharebe” ifadeleriyle yer almıştır. “Cihad”ın her zaman yapılmasını isteyen Rabbimiz savaşa ise ancak şartlar oluşunca, yani fitneyi yok etmek, zulüm ve fesadı ortadan kaldırmak için izin vermiştir. İntikam, yağma, kişileri zorla İslâma sokma gibi amaçlarla savaş yapılamayacağı, Hac Sûresi’nin 39. âyetinden ve diğer kıtal ve muharebe âyetlerinden açıkça anlaşılmaktadır.
Bugün, Müslümanı Müslümana kırdırmak için “ifsat, zındıka, dinsizlik ve ahlâksızlık komitelerinin” organize ettiği IŞİD ve benzeri sapık ve sapıtmış organizasyonlara katılmak mü’mince mi, akıllıca mı, mantıklıca mı?