“Gizli ifsat, ahlâksızlık, dinsizlik, zındıka komiteleri” zayıf damardan girerek işletirler.
- “Kiminin hırs-ı intikamını” işletir, vasıta eder. (İntikam hırsıyla tutuşanlar, siyaset içinde, cemaat içinde, müessese içinde, şirket içinde, aile içinde de bulunabilir...)
- Kiminin hırs-ı câhını, işletir. (Makam, mevki, şan, şöhrete düşkün olanları…)
- Kiminin tamahını, işletir. (Mal, mülk, para ile avlar, aldatır, kendine alet eder. Meselâ, Hz. İsa’nın (as) havarisi Yehuda İşkodra’yı 35 gümüş felse -o zamanın kuruşu, dirhemi diyebiliriz- satan almışlar. Hz. İsa’nın yerini azgın adamlara bildirdi!
- Kiminin humkunu, ahmaklığını işletir. (Meselenin nereye gideceğini bilmiyor, hesap edemiyor, ahmaklığını kullanarak düşmanlık besletir, vs.)
- Kiminin dinsizliğini, kullanır, işletir.
- Hattâ en garibi, kiminin de taassubunu işletip siyasetine vasıta ediyor.” (Bediüzzaman Said Nursî, Eski Said Dönemi Eserleri, Hutuvat-ı Sitte, s. 449.) Samimî ve dürüst olan, Üstadımızın İhlâs Risalesi’nin “Amelinizde rızay-ı İlâhî olmalı ve bu hizmette bulunan kardeşlerinizi tenkit etmeyiniz” prensiplerini işletir. (Lem’alar, s. 164.)
Problemleri nasıl aşmalı, gelişmeleri nasıl sağlamalıyız?
O da yine ikinci düsturda beyan edilir:
“Birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder. Yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.” (Lem’alar, s. 164.)
Ve “tenkit” yerine, “mihenge (Risale-i Nur ölçülerine) vurmayı tavsiye eder…
Unutmayalım: Dün, Üstadımıza ve telebelerine karşı kara propagandaları yapanlar, hile ve tuzakları kuranlar, bugün de cemaatimize, şahs-ı manevimize, meşveretimize, müesseselerimize karşı aynı oyunları sergilemeye devam ediyor.