Sohbet, okuma programı veya seminer için gittiğim yerlerde şöyle diyorum: “Her suale cevap verilir, sual sorulmaz!” hakikatince, cevap beklemiyorum; yalnızca dikkatleri çekmek için soruyorum:
“Üstadımız, ‘Bu (yirmi birinci) lem’a laakal her on beş günde bir defa okunmalı’ 1 diye direktif veriyor.
Ayrıca, “Sizler, ara sıra, İhlâs ve İktisat Lem’alarını ve bazan Hücumat-ı Sitte Risalesi’ni mabeyninizde beraber okumalısınız. Sizin şimdiye kadar fevkalâde sebat ve metanet ve tesanüt ve ittifakınız, bu memlekete medâr-ı iftihar olacak ve istikbalini kurtaracak derecededir. Dikkat ediniz, bu yeni fırtına sizin tesanüdünüzü bozmasın.”2 diye Nur Talebelerine şart koşuyor. Üstadın şartı, “mabeyninizde beraber okumalısınız” şeklindedir. Tabiî ki, yalnız başına da okunur, okunmalı. Ama, laakal “mabeyninizde beraber” tabiri geçiyor.
Bu, Üstad’ın kurduğu cemaat sisteminin, cemaat şuurunun, kollektif aklın, “havuz içine girmenin” bir gereğidir. Yani, “10 akılla, yirmi gözle, 20 kulakla” okumanın, düşünmenin, feyizlenmenin bereketidir bu…
Üstelik, “laakal/en az” birlikte okunmalı. Haftada bir de okunabilir.
Ve 21. Lem’a, tam yarım saat, bilemediniz 35 dakikada okunabiliyor. Her 15 günde bir defa, İhlâs Risalesi’ne 30-35 dakikamızı ayırmayacak mıyız?
Peki, okuyor muyuz?
Niçin her on beş günde bir okumak zorundayız? Telefonumuzu hergün şarj ederiz. Aksi halde iletişim kuramayız.
On beş günde ihlâs bataryalarımız boşalır. Maneviyatımızın aküsü de. Şu halde, yüce Hâlıkımız, Rabbimiz ile, melekler ile, Kur’ân ile, Peygamberimiz (asm) ile, ahiret âleminin sakinleriyle, iletişime geçebilmemiz için İhlâsımızı en az on beş günde bir defa (haftada bir, üç günde bir) şarj etmeliyiz.
Zaten, ihlâs yoksa, yapılan amelin, ibadetin, kılınan namazın hiçbir değeri yoktur!
5 vakit namazın 40 rekâtında, belki birkaç sefer okuduğumuz Maun Sûresi’nde, “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.” 3 buyurulmuyor mu?
İhlâs yoksa, kılınan namaz boş bir hareketten ibaret; oruç, boşa aç kalmak değil mi? İbadet ve ahlâkî değerler olmak üzere diğer dünyevî amellerimizi düşününüz! Sosyal, kültürel, siyasî, içtimaî vs., vs.
İhlâssız namaz kabul değilse, diğer ahlâkî, içtimaî, siyasî amellerimiz kabul edilir mi?
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 163. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 172. 2- Maun Sûresi, 4-5.