Siyasetin hararetinin yükseldiği devrelerde, Üstadığın tabiriyle, “ehl-i dünyanın hafiyeleri/ajanları ve propagandacıları” piyasaya çıkıp, Nur Talebelerinin kafalarını karıştırmaya, biribirine düşürmeye çalıştıklarını söylemek için “kâhin!” olmak ve “keramet” göstermek gerekmez. Üstad zaten yüzlerce yerde bizi apaçık ikaz eder, dikkatli ve ehl-i tahkik olmaya yönlendirir.
Muhterem bir okuyucumuz, bu “ehl-i dünyanın ajan ve propogandacılarının” tesirinde kalan bazı kardeşlerimize karşı nasıl davranmamız gerektiğine dair sorusu şöyle:
“Risale-i Nur’u sadeleştirenlerden (sahteleştirenlerden) kurtaracağız bahanesi, daha doğrusu oyunu ile, Risale-i Nur’ları tekelleştiren, devletleştiren, decalist/süfyanist sisteme teslim eden, Hata-Sevap Cetveli’nin çıkarılmış metnini dayatan; birçok fahiş hatalar yaptığını herkesin bildiği iktidarı halen müdafaa eden kardeşlerimize ne diyelim, nasıl davranalım?”
Bir diğeri, “AKP’nin eksiklerini, hatalarını eleştirdiğinden dolayı meşveret sistemizi, gazetemizi, bizi şiddetle eleştiren kardeşlerimiz için ne dersiniz?”
Risale-i Nur’dan aldığımız terbiye ve ahlâk şunu dememizi gerektirir:
Bu kardeşlerimizi gayet nazik ve nazeninane hatırlatın, mihenge vurun ve üç sefer uyarın. Yine devam ederlerse şunu yapınız; şöyle ki:
Biz ve siz ve hepimiz; Lokmân Sûresi, 17, Âl-i İmrân Sûresi, 104, 110, 114; Hac Sûresi, 41.; Tevbe Sûresi, 71. Âyetlerine; Kütüb-i Sitte, Hadis Ansiklopedisi, Hadis No: 89. hadis-i şerifine göre,
“Emr-i bil-ma’ruf nehy-i an-il-münker” yani, iyi, doğru, hakkı, güzeli emretmek, anlatmak, yaymak; çirkin, kötü, yanlıştan nehyedip uzaklaştırmak kesinlikle emr olunduk.
Ve yine şu hadis-i şerifi hatırlatınız:
“Hayatımı kudreti elinde tutan Zat’a yemin ederim ki, ya ma’rufu emreder, münkeri yasaklamaya çalışırsınız veya Allah size, tarafından bir azap gönderecektir. Sonra siz O’na duâ edeceksiniz, fakat duânız kabul olunmayacaktır. Bir kötülük gizli kaldığı vakit, zararı yalnız sahibine olur; açıktan yapılıp çevre tarafından değiştirilmediği vakit ise, zararı umuma şâmil olur.” (Tirmizi-Riyazüssalihin-173.)
Bu hakikatlere göre,
- “Emr-i bil-ma’ruf nehy-i an-il-münker” vazifemizi yapmak,
-Azaba uğrmamak
-Duâlarımızın kabul olmamasına sebep olmamak,
-Zararın umuma şamil olmaması için iktidarı da, kardeşlerimizi de uyarıyoruz. Buna mükellef ve mecburuz.
Not: Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz’ün amcası Hamza Güleçyüz’ün vefatı dolayısiyle yakınlarına taziyetlerimi sunarken, merhuma Allah’tan rahmet diliyorum.