İnsanın en önemli haklarından birisi, “din/inanç, inanma, düşünce ve vicdan hürriyetidir.”
Bu, fikir hürriyetini, konuşma hürriyetini, inandıklarını anlatma ve yazma hürriyetini de barındırır.
Konuşan Türkiye’den susturulan Türkiye’ye, yazan Türkiye’den yazdırılmayan Türkiye’ye doğru mu gidiyoruz? İyi de, insanlar konuşamaz, yazamazsa ve susturulursa gelişmeler nasıl sağlanacaktır? Tedai-i efkâr (fikir çağrışımı) müdavele-i efkâr (fikirlerin biribirine devredilmesi) olmadan müzakere, mütalâa, meşveret sağlanabilir mi? Bunlarsız da gelişme, ilerleme olabilir mi?
İşte SSCB’nin ilerleyememesinin, gelişmeleri takip edememesinin sebebi dillerin susturulması, zihinlere prangalar vurulması değil miydi? Baskıya, sansüre kaç yıl dayanabildi? Ve nihayet çatır çatır yıkılmasının sebebi bu değil mi?
Artık zaman değişti, “ya yeni hal, ya izmihlal!” Yeni hal nedir?
Zamanımızın adı, “iletişim çağı” değil mi?
● Bir haberin 5-10 dakikada bir baştan başa dünyayı dolaştığı iletişim çağında neyi saklı tutabiliriz, neyi gizleyebiliriz, kimi susturabiliriz, nasıl susturabilir?
“Söz, yazı, fiil ve paylaşımları” engellemek, bunları yapanların “haklarında gerekli işlemleri yapmak, müeyyideler uygulamak” mümkün müdür; doğru mudur?
● Meali, “Emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münker/iyi, doğru, hakkı anlatmak, yanlış, batıl, kötülükten men etmek kesinlikle size farz kılındı.” 1 şeklindeki âyetlerin emrini yerine getirmeye çalışanları engelleyebilir miyiz?
● Peygamberimizin (asm), “Bir kötülüğü gördüğünüzde elinizle, elinizle düzeltemezseniz dilinizle, dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğz edin. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” 2 direktifini yerine getirmeye çalışanları susturabilir miyiz?
Hz. Ömer’in (ra) hutbede sorgulandığı bir kültüre, bir anlayışa sahip olan insanları kararlarla, müeyyideler getirmek mümkün müdür? Doğru mudur?
● “Bir dert görünürse, devası asandır.” 3 tesbitini yerine getirmeye çalışmak, hatırlatmak, tavsiye etmek suç olabilir mi?
“Hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir. Fakat şu hüsn-ü zannınızı kabul etmem. Zira bir müfside, bir dessasa hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız.” 4
Eğer düşünme, yazma, konuşma hürriyeti yoksa, insanları dünya çapında olan bu ölçüye uymaya nasıl dâvet edeceğiz? Veya bu ölçüye uymaktan onları alıkoyabilir miyiz? Ve bunu yapmak doğru mudur?
Eğer siz bu doğruları konuşmaz, konuşturmaz, yazmaz, yazdırmazsanız, batıl fikir ve düşünceler zihinleri işgal etmeyecek midir?
Dipnotlar:
1- Lokman Sûresi’nin 17. 2- Müslim, İman, 78. 3- Bediüzzaman, Münâzarât, s. 73. 4- Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 119.