Çağın en büyük belâlarından birisi, kötü madde bağımlılığıdır.
Aslında yalnızca alkol, sigara, eroin, uyuşturucu, esrar ve benzeri kötü alışkanlık ve bağımlılıklar yoktur:
“Kuvve-i akliyenin, kuvve-i gadabiyenin (öfke ve savunma mekanizması) ve kuvve-i şeheviye çerçevesinde sayılan fikir, düşünme, duygusal tepkiler yeme, içme, gezme, uyuma, cinsi münasebet vesairenin ifrat dereceleri, sapmaları birer alışkanlık, itiyat ve bağımlılık yapar.
Madde bağımlılığı; vücudun işlevlerini olumsuz yönde etkileyen maddelerin kullanılması, bundan dolayı zarar görüldüğü hâlde bu maddelerin kullanımının bırakılamamasıdır. Bağımlı; kötü madde kullanımına ara verdiğinde sinirlilik ve aşırı tepki belirtileri yaşar. Zamanla madde kullanım sıklığını ve dozunu arttırır. Ve bulunamayınca da krizlere girer. Çay, kahve bağımlılığı baş ağrılarına sebep olduğu biliniyor… Keza, kumar, oyun, internet bağımlılığı…
Kötü madde bağımlılığının gereği yerine getirilmezse, krizlere girilir ve nihayet ölümle neticelenir. Yeme, içme ve duygusal gibi bütün alışkanlık ve bağımlılıkların gereği yerine getirilmezse başağrıları ve çeşitli ağrılar, sinir, öfke, adavet, inat, haset ve benzeri krizlere girilir. İşte bütün kötü alışkanlık ve bağımlılıkları iman esasları fikir, düşünce boyutunda; İslâmın şartları ise uygulama ve pratiğe geçirme boyutunda tedavi eder.
Allah’a iman eden yalnızlık korkusu bağımlılığından, yok olma bağımlılığından, mahrumiyet bağımlılığından kurtulur. Zira, Kadir-i Mutlak ve Rahim-i Mutlak olan Allah her yerde hazır ve nazırdır, diye inanır.
Meleklere inanan, başkasının malına el koyma, haksızlık yapma, şöhret ve korku bağımlılığına düşmez. Zira, melekler İlâhî kameramanlar gibi kendisini takip ettiğine inanır, “Hafaza” meleklerinin kendisini koruduğunu bilir, mele-i âlânın sakinlerinin alkış ve ilhamlarına mazhar olduğunu düşünür. Kitaplara iman eden, İlâhî yazılı kaynağın bulunduğuna inanır, hem kendisi başı boşluktan, hem de başkalarının oyuncağı olmaktan kurtulur.