Bir diğer kardeşimiz, komşusunun 19 yaşındaki oğlunun, IŞID’e katıldığını-veya kandırılarak katılmış-olduğunu ve şehid edildiğini; emniyet müdürleri, sair yetkilileri araya koydukları halde, cenazesini bile bir türlü alamadıklarını anlattı… Şefkat ve merhamet sahibi Müslümanlar, özellikle duygu yüklü, hamiyetli gençler ne yapmalı, bu ülkelere cihada gitmeli mi, gitmemeli mi?
Hiç şüphesiz, bütün bu hadiseleri, “ifsat, dinsizlik, ahlâksızlık ve zındıka komiteleri” uyguluyor. Birkaç ana gayeleri vardır:
1- Bütün dünyada, bunalan beşerin İslâmiyete koşmasını engellemek.
2- Müslümanları biribirine kırdırarak etkisiz hale getirmek,
3- Petrol ve sair madenlerini, tarihî değerlerini sömürmek.
4- Zalim, hasis, canavar zenginlere, “organ mafyası” eliyle organ yetiştirmektir.
İşte, boş, kof ve sapık fikirlerle yetişen insanların, “Besmele ve tekbir” çekip, “besmele ve tekbir” getirenlere kurşun, bomba yağdırmasının sebepleri bunlardır. Bu ahirzamanın en dehşetli alâmetlerinden biri değil midir?
Ülkemizi karıştırmak, biribirine düşürmek isteyenlere karşı ne yapmamız gerekir?
Bütün insanlığın psiko-sosyal hastalıklarını teşhis ile tedavi eden, problemlerini çözen Bediüzzaman’ın müsbet hareket metodunu uygulamak.
Kaliteli Müslüman olarak yetişmek, kaliteli gençlik yetiştirmek. İlimle mücehhez olmak. Bu çok zaman almayacaktır:  Bir sene bu Risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.1
Evet, basit bir âlim değil, “mühim ve hakikatli” bir âlim.
Öyle ise insanların eline ecnebi zalimlerinin silâhlarını, bombalarını değil, Kur’ân hakikatleri Risale-i Nur’u vermeliyiz.
Ta ki, dehşete, vahşete, silâhlı cihada değil, “cihad-ı maneviye” gidebilsin.
Yarın: 100 şehid sevabını kazandırabilecek cihad!
Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, s. 171.