"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstek ve duâlarımız arasındaki esrarlı ilişki

Ali FERŞADOĞLU
16 Ocak 2018, Salı
İstek; rûhî, zihnî, duygusal bir eylemdir. Her eylemin bir karşılığı, bir sonucu vardır. Şu halde arzu, talep ile duâ arasında esrarlı bağlantılar olmalıdır.

İstek; rûh/duygu, beynimizi, yâni, psiko-biyo-fizyolojik yapımızı harekete geçiren anahtardır. Rabbimiz, bizi serbest bıraktığı bütün meselelerde kaderimizi isteklerimize göre şekillendirir. 

İster olumlu, ister negatif olsun; doğru bir zamanda, doğru şartlarda, doğru olarak ve içtenlikle her isteğimize cevap verilir, çoğunlukla yerine getirilir. Çünkü, isteklerimizin nasıl şekilleneceğinin sınanması için istekler dünyasına gönderildik. Potansiyel yeteneklerimizi, gücümüzü sayısız kabiliyetlere dönüştürecek maharet ve hür irâde bunun için verilmiştir. Değişme, gelişme ve daha iyi bir konuma gelme şuûrlu istek hâline dönüştürülürse bir anlam ifâde eder.

İster gizli, ister açık, ister zihnî, ister kalbî isteklerimize cevaplar verilir; demiştik. Fakat, bunlar çeşitli yollarla gerçekleştirilirler. Kimi zaman fıtrî kanunlar, kimi zaman melekler vasıtasıyla ilham edilir, kimi zaman rüyalarla, kimi zaman da hayvan veya bitkiler vasıtasıyla çağrışım yaptırılarak karşılanır. 

İsteme duygumuzla talep edeceğimiz şeylerle birlikte Yaratan kim ise; isteklerimize de cevap verecek Odur. Bu gerçeği Bediüzzaman, “Vermek istemeseydi, istemek ermezdi” vecizesiyle dile getirir. Eğer, neyi, niçin, nasıl istememiz gerektiğini bilmezsek, “talep ve arz” kuralına göre isteklerimiz karşılanmayabilir. İstemesini bilmeyen, isteyecek mercii tanımayan zaten talepte bulunamaz. İstemeyene de arz edilmez. Ne istersek onu hattâ daha iyisini vereceğini de vaad etmiştir:

“Kim dünya mükâfâtını isterse, ona ondan veririz. Kim de âhiret mükâfâtını isterse, ona (da) ondan veririz.”1  

Hâl, ihtiyaç, fıtrat diliyle yiyecek-içecek, hava, su ve bunları işleyen mide, ciğer ve böbrekler gibi bütün rızıklar veriliyor. Bu; kalb ve dilimizle de istediklerimizin verileceğini gösterir. Ki, “Bana duâ edin size cevap vereyim”2 İlahi vaadi ile garanti edilmiştir. 

İstemek aynı zamanda bir fizik kanunudur. Nasıl ki, madde, ses, görüntü gibi hiçbir şey kaybolmamaktadır. Dolayısıyla düşüncelerimiz, taleplerimiz ve duygularımızın yaydığı enerjiler de kaybolmaz. İyilikler gibi, isteklerimiz, taleplerimiz, duâlarımız da yokluğa gönderilmez ve karşılıkları verilir. Onları boşa çıkaran veya zararlı unsurlar haline getiren düşünce tarzımız, yaklaşımımızdır.

Dipnot:  

1-Al-i İmrân Suresi, 145 / 2-Mü’min Suresi, 60

Okunma Sayısı: 3280
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    16.1.2018 04:33:11

    Rahman'in bize vaad ettigi herseyi isteriz Hatta Adl isminin tecelli ettigi vücud-u Cehennem'i de Allahümme ecirna minennar nidalariyla isteriz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı