"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstişare Kur’ân’ın emri ise, kararlarına uymak nedir?

Ali FERŞADOĞLU
20 Mart 2015, Cuma
İstişare kararlarına uymanın, “farz!” derecesinde bir emir olduğu hükmünü biz vermeyelim, Kur’ân versin, Sünnet-i Seniyye versin ve bunların ışığında meşveretin hükmünü bize bildiren Bediüzzaman versin…

Şu sorularla meşveretin hükmünü ortaya koymaya çalışalım:

Meşveret, âyet, hâdis ve Asr-ı Saadetteki uygulamalarla sâbit bir hüküm değil mi?

 “Ve işlerde onlara istişare et” (Al-i İmran Sûresi, 159) “Onların aralarındaki işleri, istişare iledir” (Şura Sûresi, 38.)

Allah, insanın yaratılışını anlatırken meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, ne dersiniz?” (Bakara Sûresi, 30.) buyurarak bize meşveret etmeyi esas almamızı öğütlemiyor mu?

Peygamberimiz (asm) hakkında âyet, hüküm bulunmayan meselelerde ashabıyla istişare etmedi mi?

Ebu Hureyre (ra); “Ben, Resulullah’tan (asm) daha fazla arkadaşlarıyla meşveret eden birini görmedim.” (Tirmizi, Cihad, 35.) diye onun istişaredeki hassasiyetini bize nakletmedi mi?

Bedir, Uhud, Hendek Savaşları gibi en kritik meselelerde istişare kararlarına kararlara uymamış mı? (İbnu Kesir, II, 128-129.) Hatta, Peygamberimiz (asm), bir gün önce gördüğü rüyayı istişarede ashabına şöyle anlatmamış mı?

“Bir sığır boğazlanmış, kılıcımda bir gedik açılmış, elimi sağlam bir zırha sokmuştum. Bu ashabımdan birçok insanın öldürüleceğini, akrabamdan birisini kaybedeceğimi, zırh ise Medine’yi gösteriyor. Ben Medine’de savunma taraftarıyım.” (İbn-i Hişam, 2/84.)

Buna rağmen, Bedir Harbine iştirak edip hayatta kalan ve özellikle iştirak edemeyen genç sahabiler, Kur’ân’ın, o savaşa iştirak edenlerin faziletine yetişmek için “meydan savaşı” kararı çıkarttı. Güngörmüş bazı sahabiler ve kişiler, “Ne yaptınız, Peygamberimizi de (asm) böyle karar almaya yönelttiniz!” mealinde sözler sarfedince, onların bir kısmı gelip, görüşlerinden vazgeçtiklerini söylediğinde, “Bir peygambere istişare kararı üzerine zırhını giydiğinde, artık geriye dönmesi yakışmaz.” (İbnu Kesir, II, 91; Beydavi, I, 178.)

“İş konusunda onlarla istişare et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever. (Al-i İmran, 159.) âyetine ittibaen istişare kararının arkasında durmadı mı?

Okunma Sayısı: 6809
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    20.3.2015 10:05:39

    Meşveret ederken, Risale-i Nur'da mesele ile ilgili bahisler varsa ve çözüm getirmişse ona göre karar verilir.Risale-i Nur'da yoksa,Risale-i Nur gözüyle meseleye bakılarak meşveret yapılır ve karar verilir.Risalelerde belli olmayan meselelerde meşveret yapılırken,Meşverete dahil olanlar,meşveretten ne çıkacağını bilmemesi gerekiyor.Meşveret tam bir şer-i hürriyet içinde yapılmalıdır.Ayet,hadis ve.Risale-i Nur'un temel ölçüleri esas alınmalıdır.Sevgili yorumcular,imalı da olsa karalama ve hakaretlerden şiddetle kaçınılmalıdır.Haklı dahi olsa hakaret edilmemelidir. Ustadımız en tehlikeli zaman ve zeminlerde dahi hakaret etmeden fikrini söylemiştir.Bu sitedeki yorumcular feraset ve basiret sahibi insanlardır.Hakaret eden kişilerin iç dünyasını, içlerindeki üfüneti,kin ve adaveti ve daha sayamadığım kötü hasletleri keşfedebilecek insanlardır.Onun için son derece dikkatli olunmalıdır.Mahareti,marifeti,kabiliyeti,donanımları olanlar incitmeden de fikir ve düşüncelerini söyleyebilirler.

  • M Numan

    20.3.2015 07:54:26

    Haklı meşveret ve ehli olursa baş göz üstüne yoksa haksız meşveretten çıkan karar indimizde hükümsüzdür. Bazı meşveretlerde sadece tek düze fikir sahipleri bir araya gelerek sözüm ona meşveret ediyorlar. zaten çıkacak fikir belli. Böyle tilkilik yapanların ne meşveretini tanırız ne de onları büyük tanırız. Bazı yerlerde eski, sözü muteber olan birisi ne derse itirazsız hikmetini sormaksızın kabul ediliyor. şahsın fikri oluyor meşveret kararı. kusura bakan baksın, alınıp kırılan kırılsın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı