"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân’da ‘vahy’ ilham anlamında da kullanılır

Ali FERŞADOĞLU
22 Ocak 2018, Pazartesi
Gemlik’ten Tevfik Boz, “Vahiy/ilham kelimelerini karıştırarak Bediüzzaman hakkında çok seviyesiz sataşmalarda bulunan bir şahsa ait bir video göndermiş.

Baktık; daha ilk cümlelerinde dökülüyor: Kur’ân’da yetmiş bir (71) yerde vahiy kelimesinin yarıya yakını “ilham” anlamında kullanıldığını bile bilmiyor!

Ve, “Said Nursî, ‘bana yazdırıldı’ diyor. Sana Vahiy mi geliyor? Bana niye gelmiyor?” şeklinde saçma-sapan çarpıtmalar yapıyor. Temelde “Kesbi ve Vehbi/ledün” olarak ikiye ayrılan ilim türlerinden de habersiz echelce ahkâm kesmeye kalkıyor. Hemen bütün çağdaş Ehl-i Sünnet âlimlerinin “rasih/ilimde derinliği”ni ittifakla kabul ettiği mümtaz şahsiyetlere dil uzatıyor, kafaları karıştırmaya, hakikatleri çarpıtmaya çalışıyor.

Lügatta vahiy (evha); “gizli konuşmak, emretmek, îma, işaret etmek, seslenmek, fısıldamak, mektup yazmak, göndermek ve ilham”1 gibi anlamlarda kullanılır.

Istılâhta vahiy; Yüce Allah’ın iletmek istediği mesajları, yani, emirlerini, yasaklarını ve öğütlerini doğrudan doğruya veya melek/Cebrail (as) vasıtasıyla peygamber olarak seçtiği resullerine/elçilerine bildirmesidir. Âlemlerin Rabbi, Hz. Adem’den (as), Hz. Muhammed’e (asm) kudsî suhuf ve kitaplarını vahiy yolu ile indirmiştir. Vahiy kelimesi Kur’ân’da Allah’a ait bir fiil olarak kullanıldığı gibi, O’ndan başkası, yani insanlar, hayvanlar, cansız varlıklar, yer/arz, felekler/gökler için de kullanılmıştır. 

Dolayısıyla sözlük anlamı itibariyle vahiy kavramı: İlâhî ve gayr-ı İlâhî vahiy şeklinde iki çeşit olarak tesbit edilmektedir.2 

Peygamberler için doğrudan veya melek/Cebrail (as) vasıtasıyla vahyedildiğini bildiren âyetlerden bazılarının meali şöyledir: “Allah’ın vahiy ile veya perde arkasından, yahut bir elçi gönderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahiy etmesinden başka bir suretle konuşması hiçbir insana müyesser olmaz. O yücedir, hikmet sahibidir.”3 

“Biz Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrahim’e, İsmail’e, İshâk’a, Yakûb’a, Esbat’a (onların torunlarına), İsa’ya, Eyyûb’e, Yûnus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik. Davud’a da Zebur’u verdik.”4

Kur’ân’da Allah’tan başkası için kullanılan “vahiy” kelimesi “ima, işaret, fısıldama ve ilham” anlamındadır ve geçtiği âyetlerden bazılarının meali şöyledir:

“Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: ‘Sabah-akşam tespihte bulunun’ diye vahyetti.” 5Bu âyette, vahiy kelimesi “îma ve işaret” manasında kullanılmıştır.

Dipnotlar:

1- Manzûr, Lisânü’l-Arab, “VHY” maddesi. 2- Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usûlü, 37; Turgut, Ali, Tefsir Usûlü ve Kaynakları, 79-80. 3- Şûrâ Sûresi, 42/51. 4- Nisâ Sûresi, 4/163). 5- Meryem Sûresi, 19/11

Okunma Sayısı: 2985
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı