1. Cezalet (akıcılığı)
2. Belâgatı (bir sözün fasih, kusursuz olup, muktezay-ı hale mutabakat, yani, herkese makam ve mevkiine göre en yüksek bir üslûpla hitap etmesi.)
3. Üslûbun has ve etkileyici, ikna edici oluşu.
4. Fesahati (açık, net olması) ve usandırmaması.
5. Muhatapları ayrı ayrı olmasına rağmen, herkesin bir hissesinin bulunması.
6. Bütün meslek ve mezheplere hitap edecek şekilde, manasındaki camiiyet. (kapsayıcılık)
7. Her âleme ait hakikatleri barındırması.
8. Bir âyet veya bir sûrenin bütün Kur’ân’ı ihtiva etmesi.
9. Bahislerdeki camiiyet. (kapsayıcılık)
10. Emir, teklif, ilimler gibi çok farklı alanları muhtevî olması.
11. İ’cazkârane icazı. (az söz ile çok ve derin manaları ifade etmesi)
12. Büyük ve geniş manaları, basit ifadelerle amiyane fehimlere anlatması.
13. Maziye ait ihbaratta bulunması.
14. İstikbale dair ihbaratta bulunması.
15. İlâhî hakikatleri, kevni (oluşa ait hakikatler, fen, teknolojik) hakikatleri, ahiret işleri ile ilgili işaretleri ihtiva etmesi.
16. Gençliği, tazeliği, her asra bakması.
17. Tek bir kitap oluşuna rağmen, sanki her asra özel yazılmış olması.
18. Âyet ve sûreler arasındaki tesanüd ve teavünü.
19. Konuları Esma-i İlâhiye’ye bağlaması.
20. Başka eserlerle kabil-i kıyas olmaması.
21. Küfrü dağıtması.
22. Fen ve felsefeyi susturması.
23. Tevhidi bütün mertebeleri ile muvazenelerini muhafaza ederek barındırması.