"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân, inanç, hatta inançsızlık hürriyeti tanır!

Ali FERŞADOĞLU
05 Mart 2015, Perşembe

Risale-i Nur’un her meselede olduğu gibi, İrşad ve tebliğ meslek ile meşrebi, Kur’ân’a dayanır. Hiç kimse, İslâmiyetin kendisini zorla kabul ettirmeye, şiddetle anlatmaya izin verdiğini veya en küçük bir zorluk çıkardığını söyleme hakkına sahip değil. Çünkü, İslâmiyet baştan sona rahmettir, sevgidir, şefkattir, güzelliktir, letâfettir, yumuşaklıktır, nezakettir, nezahettir, kolaylıktır.

Ve İslâmiyet hürriyettir.

İslâmiyet başta inanç, düşünce, iman, din ve vicdan hürriyeti omak üzere bütün hak ve hürriyetleri kemaliyle tanımıştır. Cebir, şiddet, zorlamaya başvurmadan, müsbet hareket, nezaket ve nezahete, iki yönden mecburiyeti var:

1- Dünya imtihan meydanıdır. İnsanlar hür irade sahibi kılınmıştır. Yani dilediği gibi inanma ve hareket etme serbestisi tanınmıştır. Din, inanç, vicdan ve hatta inançsızlık hürriyeti verilmiştir:

“Sizin dininiz size, benim dinim bana.1 Dinde/inançta zorlama yoktur.2 Sizi yaratan O’dur. Böyle iken, kiminiz kâfir olur, kiminiz mü’min.3 De ki, bu Kur’ân, Rabbinden gelen bir haktır. Dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.4

Peygamberler, hak ve hürriyetleri ihya için gönderilmiş, onların mücadelesini vermiştir. Binlerce hadîs-i şerîf, hak ve hürriyetleri, en ince detayına kadar nakış nakış işler. Vedâ Hutbesi, temel hak ve hürriyetleri sıralar. Kâinatın yaratılmasının müsebbibi olduğu halde, hidayete erdirme, bekçilik, gözetleyicilik yapma ve zorla kabul ettirme imtiyazı yoktur! O’na, “Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde Sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?5

Diğer taraftan Asr-ı Saadet muhteşem bir model, bir hak ve hürriyetler laboratuvarıdır: Çapulcu, kan dökmekten zevk alan, diktatör, kızlarını diri diri gömecek kadar vahşi, bütün kötü alışkanlıkların bağımlılık haline gelen insanları karıncayı ezemeyecek bir nezaket ve nezahete kavuşturdu.

Âhirete/dirilişe imân, yani, hesap, adâlet, mîzan, sırat, cezâ, Cennet, Cehennem vs. gibi mefhum ve hakikatler direkt hak ve hürriyetlerle ilgilidir.

2- Yolunu şaşırmış, Kur’ân ile muaraza eden felsefî akımların tamamının birleşmesinden hasıl olan Deccalizmin tahribatı, ifsat ve zındıka komitelerinin ahlâksızlıklarına karşı mücadele ancak “manevî cihad” ve “müsbet hareket”le mümkün.

Buna rağmen, gerek söylem ve gerekse davranışlarıyla bunu ima dahi ederse, Kur’ân’a, Sünnet’e perde olduğu gibi; büyük bir iftira da eder. 

“Karıncaya ayak basmayı, insanlara sert, haşin bakmayı, asık suratla karşılamayı, eziyet etmeyi; arkadan konuşmayı, gıybeti bile dehşetli günah” sayıp, sözlü şiddetten dahi men eden İslâmiyet, nasıl şiddetin kaynağı olabilir?

Dipnotlar: 

1- Kafirun Sûresi, 6. 
2- Bakara Sûresi, 256. 
3- Teğabun Sûresi, 2.
4 - Secde Sûresi, 3.
5 - Yûnus Sâresi, 99.

Okunma Sayısı: 1691
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı