Sabır, “ibadetleri ifa, günahlardan kaçınmak, hastalık ve musibetlere karşı direnç” şeklinde tezahür eder. Ayrıca namaz, sabır ister ve sabrı geliştirir. Siyaset ise, sabırsızdır. Sonuca gitmenin peşindedir. Milletimizin içinde bulunduğu sosyal, siyasi, ekonomik krizlerin sebebi; Allah’ın yardımına nail olamamamızdır. Onun da sebebi, Sabredemememiz ve O’ndan yardım istemememizdir. Yardım istemenin yolu da sisayetten değil, iman, ibadet, tefekkürden geçer.

6. formül: “Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı hayır kendine, yapacağı şer de kendinedir.”6

“Musa kavmine dedi ki: ‘Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah’ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. Sonuç Allah’tan korkup günahtan sakınanlarındır.”7

“Eğer Allah, bir kısım insanları kötülüklerini diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah’ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.”8

Toplumu, devleti, rejimi değiştirmek gücümüzü aşar. Ayrıca, vazifemiz de değildir. Ama, kendimizi, ailemizietkileyebilir ve değiştirebiliriz. Öyle ise, maddî-manevî gücümüzü “siyasete” değil, iman ahlaka yatırmalıyız.

İşte İlahî kanun: “Bir toplum kendini değiştirmedikçe, Allah onları değiştirmez!

Biz toplum olarak önce kendimizi, ailemizi değiştirmeli, Kur’ân ahlâkına göre değiştirmeliyiz ki, Allah da bizi değiştirsin. Siyasal İslam meselenin bu boyutunu zaten hiç nazara almaz. Onun derdi, tepeden başlayıp, önce devleti, rejimi, sonra toplumu değiştirmeyi hedefler. Tabii ki, binaya çatıdan başlanmaz. Temelleri sarsılan bir binanın da, kiremit ve savalarını değiştirmekle (yani, idarecileri dindar tayin etmekle) toplum değişip dindarlaşmaz.

7. formül: “O Peygamber’e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nura, Kur’ân’a uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.”9

Demek ki, kurtuluşa erebilmemiz için önce Kur’ân’a uymalıyız. Yani, önce iman, ilim, ibadet, ahlak ve tefekkür…

8. formül: “Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra Ondan da yardım göremezsiniz!”10

Siyaseti öncelleyen dindarlar (güya dâvâsına hizmet etmek için), acaba siyasi icraatlarında kime meylediyor? Bırakınız meyli, kiminle işbirliği yapıyor?

Dipnotlar:

5. Bakara Suresi, 153. 6. Bakara Suresi, 286.
7. Ra’d Suresi, 11. 8. A’raf Suresi, 128.
9. Hac Suresi, 40. 
10. Bakara Suresi, 157.