"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân kurtuluşu nerede gösteriyor?

Ali FERŞADOĞLU
27 Nisan 2015, Pazartesi
Müslümanlar olarak, sonsuz kudret ve merhamet sahibi Allah’a inanıyor; ibadet ediyor ve yalnız O’ndan yardım istiyoruz.

O da, yardım edeceğini vaat ediyor. O vadinden dönmediğine, biz de inandığımız ve ibadet ettiğimize göre; öyle ise, niçin kurtuluşa ermiyoruz? Kriz, sıkıntı, eziyet, ve işkencelerin sebebi nedir? Neden Müslümanların siyasî ve sosyal hayatı rayına oturmuyor? 

Bunun temel sebebi şudur:

İktidarı hedefleyen, siyasete soyunan, siyasal İslâmcılar diyor ki, “kurtuluş, siyasette, iktidarda, dolayısıyla, ekonomide, zenginliktedir.”

Kur’ân diyor ki, “kurtuluş; imanda, ibadette, ahlâktadır.” 

Şimdi Kur’ân’ın formüllerine bakalım ve dindar siyasetçilerin/siyasal İslâmcıların bunları ne kadar bildiklerini, özümsediklerini ve uyguladıklarını kıyas edelim:

1. Formül: “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.”1

Allah’a yardım etmek, O’nun dinini yaymaktır (İ’lay-ı Kelimetullahtır), iman hakikatlerini okumak, anlamak, özümsemek ve neşretmektir. Demek ki, yardım etmiyoruz ki, ayağımız kayıyor!

2. Formül: “Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir.”2

“Allah’ın rızası ihlâs ile kazanılır.” İbadetler ihlâs ile, yani, sırf Allah emrettiği, O’nu razı edebilmek için ifa edildiğinde sonuçlarını verir.

Meselelere siyaset gözüyle bakanlar, “İhlâs nedir, ihlâs nasıl kazanılır, ihlâsı kıran mâniler nedir?” sorularının cevapları hakkında ne biliyor? İcraatlerinde ihlâsla hareket ediyolar mı? 

3. Formül: “Kurtuluş, hidayete uyanlarındır.”3 Hidayet, iman, Kur’ân yoludur. Siyasetçiler, siyasetlerini Kur’ân’a bakarak mı uyguluyorlar? Yoksa müstebit rejimin, çarpık devlet yapılanmasının, Kemalizmin onlara dayattığı ve mecbur ettiği kanunları mı?

4. Formül: “Peygamberlerin vazifesi ancak tebliğdir.”4

Allah, peygamberlerine yalnızca “tebliğ vazifesi” vermiştir. Onların, “Hidayete erdirme, gözetleme, insanların inanması için zorlama, baskı yapma” yetkileri yoktur. Allah’ın, peygamberlerine vermediği imtiyazları, siyasal İslâmcılar, güya din adına, İslâm adına kendilerinde vehmediyor. Siyaset ise, “sonuç alma san’atı”dır. İşte, “siyasal İslâmcılar”, yani hizmet etmek için mutlaka siyasete girmek, iktidar olmak” lâzım geldiğine inananlar; her ne pahasına olursa olsun, sonuç almak isterler. 

Dipnotlar:

1. Muhammed Sûresi, 7.
2. Mâide Sûresi, 16.
3. Tâhâ Sûresi, 47.
4- Mâide Sûresi, 99, Nûr Suresi, 54.

Okunma Sayısı: 1460
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mustafa

    5.5.2015 14:53:38

    YAZINIZA RAHMET.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı