"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kurtuluş; hürriyet ve adalette!

Ali FERŞADOĞLU
14 Mart 2024, Perşembe
İslâm âlemi “imân, ibadet ve ahlâk” zaafı içinde. Eğitim, adalet ve toplumsal barış mefluç! Ve bazıları halen kurtuluşun siyaset ve tek adamla olacağını sanıyor!

Oysa, deccalizm/süyfanizm ve Kemalizmin kurguladığı günümüz siyaseti, “menfaat üzerine dönen canavardır.” İstibdat, “başına buyrukluk, kural, kanun tanımazlık; hak ve hürriyetlerin bulunmadığı tek adam veya zümre yönetimi, dolayısıyla “Zulüm ve tahakkümdür.”1 Müstebit ise; baskıcı, despot; zalim, haksız, acımasız, katı yürekli ve kıyıcı kimsedir. Öyle ise, kurtuluşu siyaset ve istibdattan beklemek ne büyük gaflet!

Kurtuluş reçetesi ne? Yüz milyonlarca Müslümanın “Ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret… âdâb-ı şer’iye ile” süslenen, imanın özelliği olan “hürriyet-i şer’iyedir.”2 Meşveret-i şer’iye, dine uygun meşveret, fikir hürriyeti ve adalete riayet edilen meşverettir. Yani, ilim alışverişi, kollektif şuur, katılım, birlikte çalışma ve çoğunluğa göre alındığı sistem ve yönetim biçimidir. “Hürriyet-i şer’iye” ise, Şeriatın (İslâmın) öngördüğü; suçlunun adaletle cezalandırıldığı; kimsenin kimseye tahakküm ile baskı yapmadığı, fertlerin meşrû (kanunî) haklarını şahane kullandığı zemindir.

Evet, asıl kurtuluşumuz, “Dünyada beşer saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile… istibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i şer’iyenin mayasıyla mayalandıran meşrutiyet-i meşrûâ”dır.3 Yani, dine, şeriata, hukuka uygun meşrutiyet, demokrasidir. Yönetici, meşrûiyetini idare ettiği devletin gerçek sahibi cemaat ve milletin ona verdiği yetkiden alır.

Meşrûtiyetiyet, demokrasi, cumhuriyetin özelliği ise, “adâlet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir.”4 Yani, güç ve yetkinin kanunla sınırlandırılması; hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı prensibi…

O halde kurtuluş reçetemiz, siyasette, istibdatta, şahıslarda değil, “Meşrûtiyet, adalet ve Şeriat”tadır.5 Ve yegâne modelimiz Asr-ı Saadet cumhurî, meşrutî yönetim şekli ve onu uygulayanlar. İslam’da hak, hürriyet, düzen, refah, zenginlik vardır. İstibdatta ise bilâkistir!..

Öyle ise, tüm himmet, enerji, vakit ve nakdimiz hürriyet, meşrûtiyet, demokrasi ve adalete ayırmalıyız!

Dipnotlar: 

1-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./intr., s. 23.; 2-Hutbe-i Şâmiye, s. 66.; 3-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 59.; 4-Age., s. 65.; 5-Age., s. 23.

Okunma Sayısı: 962
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    14.3.2024 18:33:01

    ..." Fakat meşru, hakikî meşrutiyetin müsemmasına ahd ü peyman ettiğimden, istibdad ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım. Fikrimce meşrutiyetin düşmanı; meşrutiyeti gaddar, çirkin ve hilaf-ı şeriat göstermekle meşveretin de düşmanlarını çok edenlerdir. "Tebeddül-ü esma ile hakaik tebeddül etmez." ... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Tarihçe-i Hayat - 72

  • Halil İbrahim Karahanp

    14.3.2024 03:06:14

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı