İlm-i ledün gayb, batın, melekût, okült, maddeötesi, metafizik nedir? İnsanoğlunun gayb/batın/melekût, mânâ, yeni tabirle maddeötesi/metafizik âlemlerine geçişini sağlayan vasıtalarından birisi de ledün ilmidir.
Ledün ilmi nedir, Kur’ân ledün ilmine nasıl bakmaktadır? Ebced/cifir gibi bir kısım hesap ve ilimlerle gayb âleminin bazı sırlarına vâkıf olmak mümkün mü?
İnsan aklı/dimağı/beyninin ilim denizinden aldığı bilgi iki türlüdür:
Çalışma ve gayretle elde edilen kesbî ilim;
İnsan çabası dışında verilen, hibe edilen vehbî ilim. Vehbî ilme liyakat kazanabilmek için de ekseriye kesbî ilimlerde mesafe almak gerekir.
Bunun dışında, bazı manevî özellikleri haiz özel kişilere, özel olarak hibe edilen ve “ilm-i ledün” denen gizli, hafi, batın, gaybî/fizikötesi bir bilgi çeşidi vardır. Ledün ilmi, seçkinlere, yani yükselmiş maneviyat sahiplerine, “hakkal-yakin” mertebesine çıkanlardan seçilen kişilere hibe edilir. Yoksa, ezoterik/batını, yalnız belli bir makama gelenlerce anlaşılan bu esrarlı ilme vâkıf olmanın belli bir formülü yoktur. Onun sırrı, Kur’ân’ın tabiriyle, Rabbimizin katındadır. Ruhunu tekâmülle duygularını kontrol edebilen, mânâ âlemleri ve ilimlerinde ilerleyen büyük zatlara bir kısım cilveler ilham edilir, şifreler verilir.
Kur’ân’da lâfız olarak da geçen, Hz. Hızır’ın bildiği ledün ilmi de gaybî ve vehbî ilim türündendir. Batın ilmine vâkıf, ledün ilmini anlayacak kabiliyet ve alacak seviyeye ulaşan, yani ruhunu tekâmül teknesinin üst merhalelerinde yoğuranlar için, “Kur’ân baştan başa gaybî haberler (Ledün ilmi) nevindendir.”
Ledün ilminin hakikati, Kehf Sûresi’nin 60-82’nci âyetlerinde, Hz. Musa ve Hz. Hızır’ın (as) maceraları nakledilirken dikkate sunulur. İsmini de 65’inci âyette geçen “ledün” kelimesinden alır.