"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medresetü’z Zehra’nın dil projesi ve Kürtçe’nin caiz olması

Ali FERŞADOĞLU
05 Ekim 2017, Perşembe
Bediüzzaman aslında Medresetü’z-Zehra projesi ile, “Şöyle bir medrese/üniversite” kuralım dememiştir.

Bu üniversitenin geliri nereden olacak, hangi dersler, nasıl okutulacak, hangi diller öğretilecek, öğretim üyelerinin özellikleri ne olacak, mekânı ve şubeleri nerede olacak, prototip olarak ortaya konduktan sonra diğer kademelere (orta dereceli okullar) ve İslâm âlemine nasıl yaygınlaştırılacak gibi hususları detaylandırmıştır.

Bediüzzaman’ın Medresetü’z-Zehra’nın dil meselesindeki yaklaşımında da Dr. Mücahit Bilici’nin kafa karışıklığı yaşadığını müşahade ettik:

“Arapça birinci, Kürtçe ikinci sıradadır… Artık o zamanın şartlarında değiliz, bunları aşmamız lâzım…” diyor.

Bediüzzaman, 1907’de İstanbul’a gittiğinde, 2. Abdülhamid’e sunduğu Medresetü’z-Zehra projesi dilekçesinde, “Fünun-u cedideyi, ulûm-u medaris ile mezc ve derc; ve lisân-ı Arabî vâcip, Kürdî câiz, Türkî lâzım kılmak.” demişti.

Bu ne demektir? Bu medresede Arapça okutmak farz/vacib, yani, mutlaka okutulmalıdır. Kürtçe caiz (serbest, seçmeli ders olmalı, isteyen okumalı, istemeyen okumaz), Türkçe okutmak da lüzumludur. Neden?

● “Arapça Müslümanların ortak dilidir, mutlaka olmalı.

● Türkçe vatandaşların ortak dilidir, resmî yazışmalar bu dilden yapılmaktadır, diğer bütün etnik gruplarla da Türkçe ile iletişim kurulabilir.

“Her ülkenin bürokratik yazışmalarında ve ortak konularda birlik sağlamak için kullandığı bir resmî dili vardır. Türkiye’nin resmî dili de Türkçedir. Bu, devlet yönetiminde birliğin sağlanması için gereklidir. Ancak bu durum insanların anadillerini konuşmalarına engel olmamalıdır. Kürtçe’den ya da Arapça’dan başka dil bilmeyen insanlara, hizmet aldıkları resmî kurumlarda çeşitli kolaylıklar getirilmeli, bürokratik işlemlerde yardımcı olacak tedbirler alınmalıdır. Bu çerçevede, hizmet alanlarla iletişimin kolaylıkla sağlanabilmesi için mahalli dilleri bilen memurlar atanmalıdır.”

● Kürtçe caiz demek, etnik grubun, bölgede yaşayanların dilidir, seçmeli olsun demektir.

Okunma Sayısı: 1909
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı