Her hakiki Nur talebesi bilir ki, “iman, ibadet, ahlâk, ukubatta (cezai müeyyidelerde)” olduğu gibi, “Risale-i Nur sadece iman dersi değil, içtimai ders de verir.”1 ve siyasi ölçü ve stratejileri de belirler.
Dolayısıyla “mihengimiz” Risale-i Nur, şahs-ı manevi ve UM’tir. Ki, Bediüzzaman hiçbir şeyi, “Mihenge vurmadan almayınız. Zîra, çok silik söz, ticarette geziyor. Hatta, benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip, tamamını kabul etmeyiniz; belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum…”2 der.
Bizim için birinci mihenk, Kur’an ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki içtimai, siyasi ölçülerinde veren Risale-i Nur tefsiridir. Bu ölçü ve stratejiler Beyanat ve Tenvirler’de toplanmıştır. İkinci mihengimiz, “Şüphesiz bu zamanın bir âlimi” olan “şahs-ı mânevî”dir.3 ve onun meşveret kararlarıdır. Neden? Zira, “Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim bir şahs-ı vâhit idi… Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaatten çıkmış, az mütehassis, sağırca, metin bir şahs-ı mânevîdir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.”4
Öte yandan, “Cüzde bulunmayan, küllde bulunur’ kaidesine binaen, her fertte bulunmayan bu gibi şartlar, heyette bulunur.”5 “Cemaatte olan kuvvet, fertte yoktur.”6 “Fert dahi de olsa, cemaatin şahs-ı manevisini karşı sivrisinek kadar kalır.”7 “Şahıs ne kadar güçlü ve dahi de olsa şahs-ı maneviye karşı mağlup düşebilir.”8 “Zaman, şahıs zamanı değil, şahs-ı mânevî zamanıdır. Risâle-i Nur’da sahıs yok, şahs-ı mânevî var…"9 “Meşveret-i şer’iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. İçinizdeki şahs-ı manevinin fikrini, o meşveretle bildirir.”10 Dolayısıyla “Her meselemizde emir, Risâle-i Nûr’un şahs-ı mânevîsini temsil eden has şakirtlerin (talebelerin) ve sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var. Siz meşveret edin, ben kararınıza uyarım.”11 “Tesanüdümüzden hasıl olan bir şahs-ı manevînin fevkalade ehemmiyet ve kıymeti ve üstadlığı ve irşadı, bize kafidir. Risale-i Nur’un, talimatı dairesinde bize bahş ettiği feyizli makamlara kanaat etmeliyiz.”12 Ve şimdiye kadar da görüldü ki, “bir buz parçası olan şahsiyetini ve enaniyetini şahs-ı manevi, UM havuzuna atmayan erimiş, buharlaşmış, savrulmuş gitmiştir!
Dipnotlar:
1- Hizmet Rehberi, Enst./intr, s. 54.; 2-Münazarat, s. 48.; 3-Lem’alar, s. 71.; 4-Sünuhat, s. 51.; 5-bknz., İşaratü'l-İ'caz, s. 13.; 6-Age., s. 162.; 7-Sünuhat, s. 52.; 8-Emirdağ Lahikası, s. 120.; 9-Tarihçe-i Hayat s. 605.; 10-Emirdağ Lahikası, s. 73.; 11-Hizmet Rehberi, s. 175.; 12-Mektubat, s. 27.