"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mülkî ve melekûtî bakış nedir? (2)

Ali FERŞADOĞLU
16 Ekim 2019, Çarşamba
Bu açıdan bakıldığında hayvanlar mülk, insanlar melekût boyutundadır.

Eğer, insan da hayvan gibi yer, içer, hiçbir şeyin farkına varmazsa Mün’im-i Hakikîye yani, hakikî nimeti verene teşekkür etmezse, mülk boyutunda dolanıyor demektir. Çünkü insana takılan cihazlar ve duygular, yediği gıdaların ihtiva ettiği vitamin değerlerinin farkında olabilmesini sağlar. İnsan bu “insanî” cihazların “kimin ihsanı/ikramı” olduğunu da anlayabilir. 

Mülk dairesinde “nesnelerin, hadiselerin ve sebeplerin” manalarını “melekût” yüzlerinde buluruz. Melekût, nimete bakıldığı zaman Mün’im’i, yani nimeti vereni, sanata bakıldığı zaman Sâni’yi, sebepler gözlendiğinde hakikî tesir sahibini, Allah’ı zihne getirmektir. Bu, sanattan sanatkârı, fiilden faili, ikramdan ikram edeni gören gerçek bir bakıştır. 

Meselâ güneşe maddî gözlük ve mülk gözüyle bakan felsefeci “Güneş büyük bir ateştir. Dünya ile gezegenler, ondan uçan parçalardır; çekimle güneşe bağlı kalarak yörüngelerinde hareket ediyorlar” der. 

Melekût gözlüğüyle bakan Kur’ân, “Güneşi sizin için kandil yapmıştır.” 1 der. Böylece Esma-i Hüsna’nın (Allah’ın güzel isimlerinin) yansımalarına bakmak için bir pencere açar ve iç yüzünü göstererek ondaki nimetleri dikkate verir. 

Bediüzzaman, varlığa melekût gözüyle baktırır; şöyle ki: Bak, peygamberlere, âlimlere, eşine, kardeşine, akrabalarına, insanlara... Onları O’nun hesabına sev! 

Bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara... Yerdeki bütün taşların ve madenlerin çeşitlerine bak... Çiçeklere, meyvelere bak... Kuşlara bak... Bulutlara bak... Göğe bak… Gök içinde hadsiz kütlelerden yalnız kamere dikkat et.

Işıktan tut, ta kamere (aya) kadar saydığımız bütün unsurlar, gayet geniş bir tarzda ve büyük bir ölçüde bir pencere açar, varlığı mutlak gerekli olan Allah’ın birliğini, kudretini ve saltanatının büyüklüğünü gösterir, ilân ederler. 2 

İşte, melekûtî gözlüğü takan insan mülk âleminin kıskaçlarından kurtulup, melekûtî âlemlere seyahat ederek Muhammedî (asm) bakışı kazanır, huzur ve mutluluğu yakalar.

Dipnotlar: 

1- Nûh Sûresi, 16.

2- Bediüzzaman, Sözler, s. 613.

Okunma Sayısı: 1401
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı