"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslümanlar yardımlaşma ile yükselir

Ali FERŞADOĞLU
27 Eylül 2021, Pazartesi
Ey ehl-i İslâm! İşte, küre-i zemin gibi ağır ve âlem-i İslâmiyete çökmüş olan mesâib ve devâhiye (belâlara) karşı nokta-i istinadınız, muhabbetle ittihadı, mârifetle imtizac-ı efkârı (ilim ile fikren kaynaşmayı), uhuvvetle teavünü (kardeşlikle yardımlaşmayı) emreden nokta-i İslâmiyettir.

Demek, bütün o ukde-i hayatiyelerini (hayatlarının çekirdeği, düğümünü) boğmak değil, belki tenebbüh (uyanış; filizlenip hayat belirtisi kazanmayla) ve neşvünema vermekle (büyüme, gelişme ile) İslâm tenebbüh edip (Müslümanlar uyanıp), terakkiye (yükselmeye, ilerlemeye) başlayabilir. (Bediüzzaman, Sünûhat, internet, s. 79) 

Yani, “ilerlemeliyiz, yükselmeliyiz, bunun için de kardeşlik ruhunu uyandırıp yardımlaşmalıyız” gibi slogan ve hamasi nutuklarla ilerleme gerçekleşmez. 

Evvelâ Müslümanlar biribirini sevmeli. Bu sevgi ittihadı, birlik ve beraberliği getirecek. O da kardeşliği pekiştirecek. O da yardımlaşmayı getirecek. O da ilerlemeyi… 

Ancak, bu haslet ve özellikler havada kalmamalı. Yani tanımları yapılmalı ve pratik hayata yansımalıdır. Muhabbet de ilerlemeye yetmez. Mârifetle imtizac-ı efkârı (ilim ile fikren kaynaşmayı) sağlamalıyız.  

Bu da yetmez, uhuvvetle teavünü (kardeşlikle yardımlaşmayı) gerçekleştirmeliyiz. Bunları da emreden nokta-i İslâmiyettir (dayanak noktası olan İslâmiyettir). Yani, Müslümanları, birleştirmenin, ilmen, fikren ve zikren kaynaştırmanın, kardeş yapıp yardımlaşmalarını sağlamanın unsuru İslâmiyettir. Yani, bu haslet ve özellikler imanın, İslâmın gereğidir.  

Çirkin, kötü, menfi haslet ve duyguların yegâne törpüsü din/imândır. Çünkü, fıtrî olan dinin sözü daha yüksek, etkisi daha büyük, hükmü daha yücedir. (Bediüzzaman, Münâzarât, s. 45) 

Ahlâkı güzelleştirmenin iksiri; hattâ hukuk, sanat, mimarî, ilim, felsefe, teknik gelişmelerin kaynağı da dindir. 

İşte Der Spigel’in de (1998) teşhisi: Bin yıl önceki toplum gerçeklerinin hepsi mazide kaldı. Zenginler, hükümdarlar, ideolojiler, toplumlar, sınıflar, hattâ birçok millet tarih sahnesinden silindi. Hepsi, ama hepsi ya değişti, ya kayboldu. Fakat, din ayakta.”

Okunma Sayısı: 1355
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    27.9.2021 14:27:58

    Rabbim bu hakikatleri cümlemize yaşamayı ihsan eylesin. Artık kimse lafa değil, yaşantıya bakıyor. "Öyle olmak lazım, böyle olmak lazım, şunu yapmak lazım" gibi ifadeler mana ifade etmiyor. Ne zaman ki bu söylediklerimizi hayatımıza aktarıyoruz o zaman çevremizde de tesirli oluyor. Hizmet etme iddiasında olanların bilhassa muhabbete dikkat etmesi ve sürekli sorgulaması gerekir. CHP zulmüne rağmen %95'ini masum gören, kalan %5'ini Risale okuması şartıyla affettiğini beyan eden Üstadımızın çizgisinden çok uzak olduğumuz anlaşılıyor. Rabbim bir an önce uyanıp hizmet etmeyi nasip etsin...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı