“Hikmet-i İlâhiyenin tensibiyle”1 ve İslamiyeti “bölge, coğrafya/iklim, imkân, şart ve mekâna” göre yaşama biçimi olduğunu anlamayanlar hak mezhepleri de reddedip inkâr eder.Tartışma mevzuu yaptıkları argüman şudur: “Neden aynı meselede mezheplere göre farklı hükümler vardır? Kur’an haktır, doğru tektir. Bir ibadet bir mezhepte farz iken, diğerinde nasıl Sünnet olur veya başka bir hüküm alır?.. Bu bir çelişkidir…”
Bediüzzaman; mezheplerin ortaya çıkışının sebep ve hikmetlerini şöyle bir misalle ispat eder: “Eğer desen: ‘Hak bir olur. Nasıl böyle dört ve on iki mezhebin muhtelif ahkâmları hak olabilir? “Elcevap: Bir su, beş muhtelif mîzaçlı hastalara göre nasıl beş hüküm alır, şöyle ki: Birisine, hastalığının mîzâcına göre, su, ilâçtır; tıbben vâcibdir. Diğer birisine, hastalığı için zehir gibi muzırdır; tıbben ona haramdır. Diğer birisine, az zarar verir; tıbben ona mekruhtur. Diğer birisine, zararsız menfaat verir; tıbben ona sünnettir. Diğer birisine, ne zarardır, ne menfaattir, âfiyetle içsin; tıbben ona mübahtır. İşte hak burada taaddüd etti. Beşi de haktır. Sen diyebilir misin ki, “Su yalnız ilâçtır, yalnız vâcibdir, başka hükmü yoktur? İşte bunun gibi, ahkâm-ı İlâhiye, mezheblere, hikmet-i İlâhiyenin sevkiyle ittibâ edenlere göre değişir; hem, hak olarak değişir ve herbirisi de hak olur, maslahat (fayda) olur.”2
Susuz kalmış birisine su vermek farzdır/vacibdir. Trafik kazası geçiren, ameliyat olan, bıçak, kurşun yarası alana su vermek haramdır! Terli birisine su vermek mekruh; hiçbir zararı olmayana tıbben mübahtır, afiyetle içsin!
Şu da bir gerçektir: “Ahlâk ve fazîletler, güzellik ve hayır çoğu nisbîdirler. Toplumdan topluma değişir, sınıftan sınıfa indikçe farklılaşır, bölgeden bölgeye mekân değiştirdikçe başkalaşır. Fertten cemaate, şahıstan millete çıktıkça mâhiyet farklılaşır.”3 Doğrular, ahlâki değerler, hayırlar, faziletler, güzellikler” göreceli/izâfidir. İslamın şartları, temel hükümler ve sair ibadetler hariç teferruat kısmı böyledir. Mezhepler de bu sırdan, yani hakaik-ı nisbiye/nisbihakikatlerden doğmuştur. Hak mezhep ve cemaatlere itiraz, bu hakikatleri bilmemek veya bile bile itiraz etmek, demektir.
Dipnotlar:
1-Sözler, Enst./inter., s. 447.;
2-Sözler, Enst./inter., s. 447.;
3-Sünûhat, Enst./inter., s. 19.