İnsan kadavrasının kendi kendine oluşamayacağını, tabiatın yapamayacağını ve sebeplerin icat edemeyeceğini bilen insan; Allah’ın varlığı ve birliğine sayısız aklî/mantıkî, ilmî deliller; varlıklar adedince belgeler; ikramlar, rızıklar, sayısınca göstergeler; sergiler/mevsimler sayısınca bürhanlar varken, neden ve nasıl inkâra sapıyorlar?
Allah’ı inkâra yönelmenin çeşitli sebepleri vardır. Ana sebepler şöyle sıralanabilir:
- Muhakemesizlik,
- Bir zatın uçsuz bucaksız kâinatı yaratmasını uzak görmek,
- Tekliğini, büyüklüğünü ve sonsuzluğunu akla sığıştıramamak.
İşte bu sebeplerden dolayı inkâra sapıyorlar. Oysa, asıl zorluk ve akla sığmayan; bir tek Yaratıcıyı tanımamaktadır.
Bir sarayın bir ustası mı olması akla/mantığa uygundur; yoksa olmaması mı? Veya şöyle soralım; basit bir tuğlanın akıllı, şuurlu, irade sahibi bir tarafından yapılması mı akla uygun; yoksa tesadüfen, kendi kendine olması mı? Veya tabiat ile sebeplerin yapması mı? Her san’atın bir san’atkârı, her binanın bir ustası, her eserin bir müessiri, her resmin bir ressamı, her fiilin bir faili olması sırrınca, şu kâinat san’atının, eserinin, binasının ustası, san’atkârı, mimarı, sonsuz isim ve sıfatlar sahibi olan Yaratıcıdır.