"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Prof. Şerif Mardin: Said Nursî, ilminin çapını ihata edemediğimiz bir dehadır

Ali FERŞADOĞLU
12 Ekim 2017, Perşembe
“Benim Bediüzzaman Said Nursi’ye yaklaşımım kendi akademik alanım olan din sosyolojisi açısından olmuştur.

Örneğin, Bediüzzaman’ın, mücedditlik hareketinin ne oranda bir yansıması olduğu, başlangıçta fikirlerini yayan kimselerin toplumsal menşeinin ne olduğu ve Bediüzzaman’ın fikirlerinin bunlar için aradıkları nasıl yeni bir dünya görüşünü temsil ettiği, karşılaştığı siyasi ortamın kendisini nasıl etkilediği, bütün bunlar din sosyolojisi alanı içine girer ve benim incelediğim konulardır.

Said Nursi’nin bu çabalarının yalnız Kemalizmin bir boşluğunu doldurmaya yönelik olduğunu düşünmek haksızlık olur. Sorun, endüstri medeniyetinin ve rasyonalist felsefi temelinin genel problemidir. Bediüzzaman’ın devamlı olarak anlam üzerinde durması, İslamı anlaşılması gereken bir din olarak sunması, bir bakıma bunu kendiliğinden gösterir. Fakat, yazılarında konunun bir Türkiye problemi olması yanında bir dünya problemi olduğunu anladığını gösteren bir çok örneğe rastlamak mümkündür.

Kendisini bir biyografi konusu olarak seçmiş olmam, İslami düşüncesinin geniş boyutları için olduğu kadar bu dünya problemini başkalarından önce anlamış olmasıdır.”1

Prof. Dr. Şerif Mardin, Bediüzzaman Said Nursî ve Nurculuk hareketini incelediği ve bilâhare kitaplaşan araştırması hakkında, 1980’de Mustafa Sungur, Mehmet Kutlular, Mehmet Kırkıncı ve Ali Uçar’ın da dahil olduğu Yeni Asya mensuplarına Cağaloğlu’ndaki gazete binasında bir seminer vermişti. Seminerin özetini sunuyoruz:

Münakaşa ve müzakere usûllerinin kabul edilmesi, hiçbir şeyin, otorite ile empoze edilmemesi, Risale-i Nur’da, birçok yerde bulunan bir tema, bir görüş tarzı ve bir dünya bakışıdır.

Risale-i Nur hareketi, bir 19. asır sonu hadisesidir. 19. asır sonunda İslâm, diğer dinlerle kendisini karşılaştırdığı zaman, Müslümanlığın dışından gelen kültürlerin istilâsına uğramaya başladığının farkına vardığı zamandır.

Önce, Osmanlı İmparatorluğu’nda, Tanzimat devrinde olduğu gibi, idare sistemi, eğitim, giyim kuşam, alış veriş usûlleri, kitaplar ve kitaplardaki fikirler değişiyor.

Dipnotlar:

1- Prof. Dr. Şerif Mardin Yeni Asya/12.03/2013

Okunma Sayısı: 3582
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı