"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Referandumun sonucu ne olur?

Ali FERŞADOĞLU
25 Mart 2017, Cumartesi
Müslümanların en büyük zaaflarından birisi, “sebeplere, fıtrat ve sosyal kanunlara” müracaat etmeden sonuca ve sayıya odaklanmalarıdır.

Bir sefer biz meseleye şöyle yaklaşmalıyız: Bizim işimiz, “meşveret, şûrâ, meclis” sistemini anlatmak, tebliğ etmektir. Yoksa sonuç almak değildir.

Biz işimizi, iman, Kur’ân hizmetimizi “sayı ve sonuç” odaklı değil, “tebliğ, rıza ve hizmet odaklı” yaparız. Sonuca karışmayız.

Pek çok defa Moğolları püskürten ve mağlûp eden Celâleddin-i Harzemşah’ın yaklaşımını biliyorsunuz; “Vazifem Allah yolunda cihad etmektir, galip getirmek, mağlûp etmek Allah’ın işidir.” dediği ve öyle hareket ettiği için çoğu kere muzaffer olmuştur.”1 İmam-hatip, vaiz sık sık ve özellikle Cuma namazından önce kürsüye çıkar tebliğ eder:

“Namazlarınızı kılın, orucunuzu tutun, harama bakmayın, tesettüre riayet edin, gıybet etmeyin, faiz yemeyin…”

Cami dolduranların çoğu, onun dediklerini yerine getirmiyor… Ekonomiyi mahveden, malın bereketini götüren faiz; sosyal hayatı perişan ve güvensizliği getiren gıybet; ahlâkî dejenerasyonu getiren tesettürsüzlük almış başını gidiyor! Üstelik, dindarlar arasında faiz, tesettürlü çıplaklık, tesettürsüzlük…

İmam-hatip, vaiz şöyle diyebilir mi?

“Bakalım bu va’z-u nasihatimin sonunda kaç kişi beni dinleyecek?.. Madem çoğu beni dinlemiyor, dediklerimi yerine getirmiyor; öyle ise daha anlatmayacağım. Hatta, madem çoğunluk dinlemiyor, o halde ben de çoğunluğun yanına gideyim!”

Asla böyle diyemez… O, iman-Kur’ân hakikatlerini anlatmaya devam edecektir. Biz de, çağımızın en büyük müfessiri, mütefekkiri, içtimaiyatçısı, siyaset stratejisti Bediüzzaman Said Nursî’nin Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’den istihraç ettiği “cemaat, meşveret, hürriyet, şahs-ı manevî, şûrâ, meclis, meşrûtiyet, parlamenter sistem” kaidelerini anlamaya, yaşamaya ve anlatmaya devam etmeliyiz. “Risale-i Nur, kendi sadık ve sebatkâr şakirtlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil fiyat olarak, o şakirtlerden tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat ister.”2 Çoğunluk namaz kılmazsa bile biz, “tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat”la namaz kılmaya ve anlatmaya devam etmeliyiz.

Çoğunluk, Üstad’ın ortaya koyduğu Kur’ânî ve Nebevî, içtimaî, siyasî ölçü, prensip ve stratejilere uymasa bile, dinlemese bile biz, “tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat”la uymaya ve anlatmaya devam etmeliyiz.

Biz hizmetimize, tebliğimize, “tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat”la odaklanmalıyız; referandumun sonucuna değil…

Dipnotlar: 1- Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 135. 2- Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 88.

 

Okunma Sayısı: 4214
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı