"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur aynı zamanda çağdaş bir tasavvuftur

Ali FERŞADOĞLU
27 Kasım 2015, Cuma
Risale-i Nur, tasavvuf literatüründeki, “Tefekkür, ihlâs, seyr ü sülûk, istiğrak, bast-ı zaman, tayy-ı mekân, yakaza, isar, mürşid, mürid vs. vs.” gibi bütün mefhumları kullanır. Aynı zamanda onların hakikatlerini ispat ve izah eder.

Ve yeni, modern, çağdaş bir seyr ü sülûk (manevî bir seyahat ve gözlem) yolu açar. Bunlardan birisi, Bediüzzaman Hazretleri'nin Âyet’ül-Kübra isimli eseridir. Zerreden, atomdan, hücreden başlayarak, bulut ve sair bütün mahlûkatlara ilmî, aklî, kalbî tam 18 basamaklı bir seyr ü sülûk ettirir. Sanki 18 bin âlemlerde dolaştırır.

Zaten, ruhumuzu/duygularımızı tekâmül ettiren, yani, nefis terbiyesi olan tasavvufun asıl gayesini II. Bin Yılın Müçtehidi, İmam-ı Rabbanî, Ahmedî Fârukî (ra) şöyle ifade eder:

Marifet-i İlâhiye, yani, iman esaslarını inkişaf ettirmektir.1 İman hakikatlerini mükemmel bir şekilde açıklayan ve Kur'ân'ın sırlarından sızan Sözler, velâyetten matlûb olan neticeleri verebilir."

Ki, zâhirden hakikate, geçmenin iki metodu var: 

1- Tarîkat yolu, mânevî seyahat ve gözlemle.

2- Doğrudan doğruya, tarikat berzahına uğramadan, İlâhî lütufla gerçeği yakalamak. Sahabe, Tâbiîne (Sahabeleri görüp ders alanlara) has, yüksek ve kısa yol bu ikincisidir. Hakikat mesleği olan Risale-i Nur’da, tarikat berzahına girmeden zahirden hakikate geçip; feyz almanın kısa ve güvenli yolunu açar.3 Modern ilmin çağdaş malzeme ve verilerini kullanarak İlâhî gerçeklere ulaşımı sağlamayı hedefleyen Risale-i Nur’un esası, mayası, temeli, ruhu, hakikati, tahkiki imanı elde etmek, ispat ve izah ederek göstermektir. Dolayısıyla imân hakikatlerini, İslâm esaslarını, ukubatı, ahlâk, duyguların eğitimi, içtimaî ve siyasî ölçüleri ilmî delil ve belgelerle ortaya koyarak imanları kurtarıyor.4

Sair ulemanın eserleri gibi, yalnız aklın ayağı, nazarıyla ders vermez. Evliya misilli yalnız kalbin keşif ve zevkiyle hareket etmez.5 İbâdet yerinde ilim içinde, hakikate bir yol açmış. Sülûk ve evrad yerinde mantıkî bürhanlarla ilmî hüccetler içinde, hakikatü’l-hakaika bir yol açmış.6 Her şeyin üstündeki Allah'ın kudret damgasını; terbiye mührünü ve kaleminin nakışlarını görmekle, doğrudan doğruya her şeyden O'nun nûruna karşı bir pencere açar. 

Dipnotlar: 1- Mektûbât, s. 330. 2- Mektûbât, s. 330. 3- Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 40. 4- Mektûbât, s. 54.  5- Age, s. 340. 6- Emirdağ Lâhikası, s. 80.

Okunma Sayısı: 1421
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı