Yüksek üslûp sahibi Cemil Meriç, “Said Nursî’yi ve Risalelerini tanımadığım yıllar, bedbahtlıktır. 87 senelik ömründe eserlerine nasıl başlamışsa öyle de bitirmiştir. Hiçbir dünya büyüğüne dalkavukluk yapmamıştır. Bu bizim memlekette büyük bir fazilettir. Cemiyette hemen herkes anadan doğma bir dalkavuk olmuş… Said Nursî bir havaridir. Bir mücahiddir. Bir dünya görüşünün yayıcısıdır. Bu dünya görüşüne katılsın katılmasın, her namuslu insanın vazifesi; bu toprağın bağrından fışkıran, selâbet, metanet, ciddiyet ve samimiyetini asırların imtihanından geçerek ispat etmiş bulunan İslâmî düşünceleri tamim ve neşr etmektir.” demektedir.1
Mısır İslâm Edebiyatçılar Derneği Başkanı Dr. Abdulmunim Yunus: “Üstad Bediüzzaman’dan bahsetmek şereftir. Üstad sadece sizin Türklerin değil bütün İslâm âleminin de üstadıdır. Bizim büyük âlimlerimizden Hasan Nedvi’nin de Üstad Bediüzzaman Said Nursî hakkında çok övgü dolu sözler söylediğini defalarca kulaklarımla duydum. Ben şöyle anladım ki: Risâle-i Nur sahili bulunamayan çok geniş ve devâsâ bir denizdir.
-Risâle-i Nurlar bütün ulema, üdeba ve şairlerin ittifak ettikleri bir hakikattir.
-Bediüzzaman Said Nursî, Risâle-i Nur Külliyatı’nın on cildi içerisinde İslâm âleminin bütün hasadını çıkarmıştır. İslâm kültürünün hazinesi olan bütün değerleri sığdırmıştır. Onun için her kim ne ararsa Risâle-i Nurda bulabilir. Bu asrın tefsiri Risâle-i Nurlardır.
Geçmiş bütün selef-i salihinin kitaplarını okumak isteyenler Risâle-i Nurları okusalar kâfidir. Çünkü işin özünü Risâle-i Nurlarda bulabilirler. Risâle-i Nur Talebeleri bu hakikatleri bütün dünyaya yaymaya çalışıyorlar.” Sosyolog Prof. Şerif Mardin, “Bediüzzaman Said Nursî, ilminin çapını ihata edemediğimiz zirvelerde bir dehadır!
Bediüzzaman’ın devamlı olarak anlam üzerinde durması, İslâmı anlaşılması gereken bir din olarak sunması, bir bakıma bunu kendiliğinden gösterir. Fakat, yazılarında konunun bir Türkiye problemi olması yanında bir dünya problemi olduğunu anladığını gösteren bir çok örneğe rastlamak mümkündür.
Kendisini bir biyografi konusu olarak seçmiş olmam, İslâmî düşüncesinin geniş boyutları için olduğu kadar bu dünya problemini başkalarından önce anlamış olmasıdır”.2
Dipnotlar: 1- Şefaattin Deniz / Yeni Asya / 24.02.2007. demektedir. 2- Prof. Dr. Şerif Mardin/www.risale.ajans.com; Yeni Asya/12.03/2013.