"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un dili, cihanşümul bir dil

Ali FERŞADOĞLU
28 Mayıs 2015, Perşembe
Risale-i Nur’un en önemli yeniliği, dilinin cihanşümul olmasıdır.

Risale-i Nur’un dili, “mahiyet ve muhatabiyet” bakımından cihanşümuldür, yenidir ve orijinaldir. 

Şöyle ki: - Manevî (Tefsir, hadis, kelâm, fıkıh, tasavvuf, ahlâk, siyer, vs)

  • Sosyal (psikoloji, sosyoloji, pedagoji, eğitim, felsefe),
  • Fen ilimleri (tıp, astronomi, fizik, kimya, biyoloji vs) ilimler harmanlanarak yediden yetmişe herkese seslenilir.

İkincisi, Risale-i Nur’un dili, akla, kalbe/gönle, his ve lâtifelere hitap eder.

Ayrıştırıcı, gerginleştirici, boğuşturucu, diğerini yıpratmakla beslenen siyaset ve şiddet dilini kullanmaz. Gönül dilini kullanır.

İnsanın mahiyetini, “geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanı” tahlil ederek içinde bulunduğu halini anlatarak ona ulaşır:

“Ey insan, senin mazi ve müstakbelin akıl cihetiyle bir derece gaybîlikten çıkmasıyla, setr-i gaybdan hayvana gelen istirahatten tamamen mahrumsun. Geçmişten çıkan teessüfler, elîm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endişeler, senin cüz’î lezzetini hiçe indirir. Lezzet cihetinde yüz derece hayvandan aşağı düşürür. “Madem hakikat budur. Ya aklını çıkar at, hayvan ol, kurtul. Veya aklını imanla başına al, Kur’ân’ı dinle, yüz derece hayvandan ziyade ve fâni dünyada dahi sâfi lezzetleri kazan.” (Asa-yı Musa, s. 19.)

Böylece fert, aile, toplum, İslâm âlemi, ve her dinden dilden, bütün insanlığa seslenir.

Risale-i Nur’un dili cihanşümuldur, insanlığı biribirini tanımaya, kabul etmeye, kaynaşmaya, yardımlaşmaya, sevgiye dâvet eder.

Risale-i Nur’un dili çatışmacı değil, barışçıdır. Hangi din, hangi ülke, hangi etnik gurup, hangi meslek ve meşrepten olursa olsun, bütün insanlığı muhatap alır.

Risale-i Nur, dildeki bu tecdidiyle, kurgusuyla, üslûbuyla yediden yetmişe avama olduğu gibi, ehl-i mektebe, İlahiyatçılara, fen ve sosyal ilim ehline, hatta, Hıristiyan ve sair ehl-i kitaba da ulaşmıştır.

İşte bundan dolayıdır ki, Risale-i Nur, önce “sadeleştirme” adı altında sahteleştirip orijinalliği bozulmak istenmiştir.

Ardından da, bandrol yasağı ile kitlelere ulaşması engellenmiş, “devletleştirilerek, tekelleştirilerek” kontrol altına alınmak istenmiştir.

Hiç şüphesiz, Risale-i Nur’un kudsiyyeti, kudreti, cihanşumüllüğü, “ifsat, zındıka, dinsizlik ve ahlâksızlık komitelerinin” eskiden beri kurdukları tuzakları aştığı gibi, bu engeli de aşacaktır inşallah...

Okunma Sayısı: 1099
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı