Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde 13 Ağustos 2015’te PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada ağır yaralanan ve tedavi gördüğü GATA’da 29 Ağustos’da şehit olan Uzman Onbaşı Mustafa Kemal Özata’nın babası Mehmet Özata, oğlunun 23 yaşında olduğunu ve bir senedir asker olarak görev yaptığını belirterek, “Konuşsam bazı şeyler çok derin. Konuşmayayım. Konuşmama gerek yok. Konuşursam çok diyeceğim var. Beyler rahatsız olur” şeklinde cevap verdi. 1
İşte Türkiye’nin temel sıkıntılarından, İslam aleminin temel problemlerinden birisi de bu!
Konuşmak yok! Sorgulamak yok! Şeffaflık yok! Hesap sormak yok! Mihenge vurmak yok!
Halbuki, problemlerin çözümü, konuşmaya bağlı.
Lütfen konuşun şehid babaları! Lütfen konuşun şehid anaları! Lütfen konuşun veliler! Lütfen konuşun ve sorgulayın vergi mükellefleri!
Lütfen konuşun sanayiciler, zenaatkârlar, sanatkârlar, ekonomistler, çiftçiler, lütfen konuşun! Lütfen konuşun gazeteciler, yazarlar, çizerler, ilim adamları, lütfen konuşun! Eğer konuşursanız, problemler, hastalıklar ortaya çıkar ve çözüm ile tedavi gerçekleşebilir.
- Konuşmamak şiddete, zulme, istibdata, haksızlığa çanak tutmak demektir. Müstebitleri/diktatörleri alkışlamamak demektir.
- Konuşun, aksi halde zalimlere ortak”2 oluruz.
- Konuşun, zira, her mümin, “İyiliği emret, kötülükten vaz geçir”3 fermanınca, “emr-i bil-ma’ruf, nehy-i an’il-münker” ile mükelleftir.
- Konuşun lütfen, Peygamberimiz (asm), “Sizden kim bir çirkinlik, kötülük görürse, eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse, kalbiyle buğz etsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir”4 buyurmuştur.
- Lütfen konuşun, zira, “Bir toplulukta bir takım günahlar işlenir, işlemeyenler o günahları işlemeyenlerden daha güçlü ve daha çok oldukları halde, engel olmazlarsa, mutlaka Allah hepsine birden cezâ verir.”5
- Lütfen konuşun, aksi halde “Hainlerin savunucusu olma! Kendi nefislerine hıyanet edenleri savunma!”6 mealindeki ayette belirtilen pozisyona düşersiniz!
- Lütfen konuşun, zira, aksi halde, “Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur!”7
- Bir haksızlık, zulüm, yanlış annemizden de, babamızdan da, akrabalarımızdan da, zenginlerden de, fakirlerden de, alimlerden de, cahillerden de, siyasetçilerden de, siyasi liderden de sudur etse, konuşmayarak, onları hoş göremeyi Kur’ân bizi men eder: “Adalet üzere olun ve Allah için şâhitlik edin. Kendi aleyhinize veya anne ve babanızla akrabalarınızın aleyhine olsa bile. Hakkında şahitlik ettiğiniz kişi, zengin de olsa, fakir de olsa doğruluktan ayrılmayın. Çünkü ikisini de Allah sizden daha iyi gözetir.”8
- “Konuşursam çok diyeceğim var. Beyler rahatsız olur” diyorsun. Lütfen konuş, çok şeyler de ve beyler rahatsız olsun! Senin ocağına ateş düşmüş, için yanıyor, dışın yanıyor; beyler rahatsız olur diye konuşmuyorsun!
- Konuş lütfen! Eğer konuşmazsan; “Bir millet cehaletle hukukunu bilmezse, en hamiyetli kişileri dahi müstebit eder.”9 hakikatine masadak olursun!
Konuş lütfen, konuşalım lütfen!
Dipnotlar: 1-CİHAN/29 Ağustos 2015. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 118. 3-Lokman Suresi, 17. 4-Hadis Ansiklopedisi, Kütüb-i Sitte, s. 243. 5-Ebû Dâvûd, Melâhim, 17; İbn-i Mâce, Fiten, 20. 6-Nisa Suresi 105, 107. 7-Hud Suresi 113. 8-Nisâ Suresi, 135. 9-Bediüzzaman, Münâzarât, s. 13.