Babaanne, ergenlik çağına basan torununa; o yaşın sorumluluğunu anlaması için güzel bir hediye alır. Hediyeyi alan torunu teşekkür ettikten sonra:
“Babaanne, sen 18 yaşında olsaydın, nasıl bir hediye isterdin?”
“Aaah yavrum! 18 yaşına dönebilseydim, hiçbir şey istemezdim, neyim varsa verirdim, neyim varsa!” Seminer ve konferanslar için gittiğimiz yerlerde, “okuma programlarına” katılan gençleri gördükçe, şevkimiz artıyor! “Bahtiyar gençler, sizi tebrik ediyorum!” diyerek onları teşvik etmeye çalışıyoruz.
“Zira, siz, ferdi de, toplumun çekirdeği olan aileyi de, milleti de, devleti de ayakta tutan güzel ahlâkı anlamak, yaşamak ve anlatmak için çabalıyorsunuz...
“Risale-i Nur ve sair cemaatlerin halkasının dışında bulunan akranlarınız şimdi nerede, neredeler?
“Siz, ‘sırat-ı müstakim’ ahlâkını ihya için buradasınız.
“Sizi tebrik ediyorum, zira:
“Asr-ı Saadet ahlâkını günümüze taşıyan Bediüzzaman Said Nursî’nin açmış olduğu Medresetü’z zehra üniversitesine devam ediyorsunuz.
“Sizi tebrik ediyorum, zira:
“En büyük düşmanımız nefis ve apaçık düşmanımız şeytanla mücahede için buradasınız.
“Sizi tebrik ediyorum, zira, deccal / süfyan ve onun şubeleri olan ifsat, ahlâksızlık, dinsizlik, zındıka komiteleriyle mücadeleye azmetmişsiniz…
“Siz buradasınız ya, sizi buralarda gördük ya! Bu bizim için, sizin için en büyük hediye. Daha ne isteriz ki!” Niye “sırat-ı mustakim” ahlâkı? Zira; “Gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zâyi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.” 1 Hayat, su gibi akıp gider. Saatin saniyelerine, hatta kronometrelerine bakar mısınız?
Takip edemeyeceğimiz bir hızda uçup gidiyor!
“Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.” 2
Hayatımızı ancak, “sırat-ı mustakim” ahlâkıyla koruyabiliriz.
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 133. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 146.