Şuuraltı telkinde çoğunlukla normal insan algısı limitlerinin altında olacak şekilde bu objeler, görüntüler izlendiği anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Yani, şuurlu dikkat, idrak tarafından fark edilmeyecek şekilde hazırlanmış, şuuraltını / bilinçaltını etkileyecek şekilde planlanmıştır. Bir resimin içinde birçok resmin iç içe bulunması gibi.

Bunlar reklâmcılık, siyasî propaganda ve ideolojik sahalarda sık sık kullanılırlar. Haber, dizi ve filmlerde spikerlerin, karakterlerin giydikleri kıyafetler şuuraltı/subliminal mesaj örnekleri olarak sayılabilir. Bu tekniklerin gayesi, hedefi, kullanım sıklığı, inanılmaz etkisi ve rekabet gibi hususlarda ahlâkî değerlere uygunlukları ciddî tartışma ve araştırma mevzuudur.

Bu türden mesajlar sadece reklâma yönelik değil, artık yoğunlukla siyasî ve ideolojik propaganda vasıtası olarak da kullanılmaktadır. Kişiyi, lideri, partiyi, herhangi bir müesseseyi veya ürünü “iyi veya kötü” göstermek gayesi taşır.

Bugüne kadar yapılan çalışmalar en şuurlu kişiler bile bu mesajları ilk seferde yüzde yüz (% 100) olarak anlamaz, anlayamazlar. Bu da kişi, aile, grup, cemaat ve toplumları “algı yöntemleri, algı operasyonları”, yani, subliminal / şuuraltı telkinlerle yönlendirmeye karşı savunmasız bırakıyor.

Son senelerde şuuraltı / subliminal telkin, mesaj, siyasî ve ideolojik “algı operasyonları” tehlikeli boyutlara varmıştır. Cüce siyasetçiler dev, dev politikacılar cüce olarak kitlelerin zihinlerine nakşetmeye yoğunlaşmış.

Meselâ, bir siyasetçi, kendi iktidarından onlarca sene önce yapılan bir müessese, bir fabrika, bir baraj veya bir yolu, “Biz kurduk, biz yaptık, biz açtık!” derse, birileri çılgınca onu alkışlarsa…

Keza, aynı siyasetçi bugün “İsrail düşmanımız, Rusya hasmımız” der ve elleri patlayıncaya kadar alkışlanırsa, hemen ertesi gün, “İsrail dostumuz, Rusya hısmımız!” deyip yine alkışlanırsa burada müthiş bir şuuraltı telkin /subliminal mesaj bombardımanı, sihirleyici bir propaganda var demektir.