Bursa’da, cep telefonundan arayan bir kimliği belirsiz kişinin (kimliksiz, şahsiyetsiz, hırsız), “Dolandırıcılar hesabınızı ele geçirmiş, kredi çekmeniz gerekiyor!” sözüne kanan vatandaş, önce kredi çektiği 25, ardından kredi kartlarından çektiği 18 bin lirayı verilen hesap numarasına yatırdı! (Cihan/Yeni Asya/16 Ekim 2014.)
İyi mi?
Gelelim bizim halimize: Dolandırılan vatandaş için ne düşünüyoruz? Amma da safmışsın be adam!..
Şimdi gelelim bizim halimize: Tam 91 yıldır rejim, yani, Kemalizm bizi dolandırıyor! “Ha iyi iyi olacak, verginizi verin, size yol, su okul olarak dönsün!”
91 yıldır eğitim sistemi felç!
“Ha, irtica geliyor -bu tavsayınca ve prim yapmayınca- ha paralel yapı geliyor, sizi ham yapacak!” diye bizi dolandırıyor.
Dindar siyasîler, (hakiki dindar değil, dolandırıcılığı âlet ederek vatandaşı dolandıran dolandırıcı gibi) dini âlet ederek vatandaşı dolandıran sözüm ona dindar bezirganlar. “Ha, anayasayı düzelteceğiz, ha adil bir gelir sistemi kuracağız, ha YÖK’ü kaldıracağız, ha hürriyetleri getireceğiz, ha açılım yaptık, ha saçılım yaptık, ha beraber yürüdük bu yollarda, ha kol kola gezdik bu meydanlarda” diye diye bizi dolandırmıyorlar mı?
17 Aralık’ta milyar dolarlarımızın dolandırıldığını görmedik mi?
Bankalar, 60 kalem işlemden para keserek bizi dolandırmıyor mu?
Dindar Kemalistler, hatta İlahiyatçı siyasetçiler-ne kadar dindar ise-yasakları katmerleyerek, büst açılışlarına giderek bizi dolandırmadı mı?
Peki, 91 yıldır sistem, rejim tarafından, son on iki yıldır da iktidar tarafından dolandırılmadık mı?
O zaman, desise-i şeytaniyelere kapılmamak, aldanmamak için Hücumat-ı Sitte’yi siyasîler tarafından aldatılmamak için Münazarat’ı, okumak, anlamak, özümsemek, benimsemek ve uygulamak gerekir.