Eğer, insanlığa doğru İslâmiyet ve İslâmiyete lâyık doğruluğu yaşayarak anlatamaz, gösteremez isek; milyonlarca insanın ihtida etmesine perde olacağız!
Bunun vebalini kim üstlenebilir?
Evvelâ şu sualin cevabından başlamalıyız:
İslâm nedir, Müslüman kimdir?
İslâmın ve Müslümanın tanımına baktığımızda, İslâm terörizm, Müslüman ise asla terörist olamaz.
İslâm, Selâm (Allah’ın bir ismidir); selâmet, esenlik, barış, emniyet, eman, güven demektir.
Müslüman, Allah’a teslim olmuş, onun emir ve buyruklarına boyun eğen kimsedir.
Müslüman, salim ve emin yola girerek selâmete yürüyen kişidir.
Müslüman, herkese ve her şeye emniyet ve güven vaat eden, elinden ve dilinden insanların rahatsızlık duymadığı kimse demektir.
Müslüman, insanlara eza, cefa etmeyen ve zarar vermeyen kimsedir.
Müslüman, emniyet ve selâmetin sembolüdür.
Tarihten günümüze böyle olmuştur.
Müslüman, hayatını selâmet, barış ve güven üzerine kurmak zorundadır.
Müslüman selâmı, yani, “barış ve güveni” tanıdığına-tanımadığına yaymakla mükelleftir.
Müslümanın namazı tekbirle başlar, tesbih ve hamd ile devam eder, selâm ile biter.
Selâm verip, ben Müslümanım diyen, “Ben barış ve güven insanıyım, siz benden emin olunuz.” demektedir.
Müslüman, hem Rabb’i, hem kendisiyle (nefsiyle değil), hem insanlarla, hem de diğer mahlûkatla barış içinde yaşamak zorundadır.
Müslüman, “Ahirette de selâm ile karşılanır ve darü’s–selâm (selâm ülkesi) olan Cennete girer.”1
Müslüman elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği kimsedir, buyurur, Peygamberimiz (asm).
İslâm insanlara, hayvanlara, hatta diğer bütün varlıklara şefkatle, merhametle muamele etmekle emrolunmuştur.
“Haksız yere bir insanı öldürmenin, bütün insanlara karşı öldürmüş gibi” olacağı Kur’ân’da apaçık yazılmıştır.2
Böyle bir Müslüman asla terörist olamaz. Ve terörist olan asla Müslüman olamaz!
Böyle bir İslâmiyeti terörün kaynağı ve böyle bir Müslümanı terörist gibi gösteren de insan değil, hayvan bile olamaz!