"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tutkularımızı nereye yönlendiriyoruz?

Ali FERŞADOĞLU
30 Nisan 2019, Salı
Bektaşiye sormuşlar, “Erenler, niçin namaz kılmıyorsunuz?”

“Alışamadık bir türlü!..” diye cevap vermiş.

“Kırk gün namaza devam et, bak nasıl alışırsın...”

“Siz üç gün namazı bırakın, bakın bakalım üç gün bırakmanın alışkanlığı bir daha başlatıyor mu?”

Hepimiz, sevgi/aşk-nefret, inat-sebat, gıbta-haset, hırs gibi, olumlu-olumsuz/müspet-menfi şiddetli duygularla donatılmışız. Bunları yerli yerinde ve ölçüsünde kullanma kılavuzu ve rehberi de gönderilmiştir.

“İnsanlar, insana verilen cihazat-ı mâneviyeyi, eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla istimal etse ve dünyada ebedî kalacak gibi gafilâne davransa, ahlâk-ı rezileye ve israfat ve abesiyete medar olur. Eğer hafiflerini dünya umuruna (işlerine) ve şiddetlilerini vezâif-i uhreviyeye ve mâneviyeye sarf etse, ahlâk-ı hamîdeye menşe (övülecek bir ahlaka kaynak), hikmet ve hakikate muvafık olarak saadet-i dâreyne medar (iki dünya mutluluğuna sebep) olur.”

Evet, tutku iyi bir haslettir. Ama, olumlu, müsbet işlere, hasletlere yöneltilirse muhteşem sonuçlar alınır. Meselâ, okuma tutkusu, ibâdet ve zikir alışkanlığı...

Ancak, bu tutku nefsi, maddi şeylere yöneltilirse insanı felakete sürükler. Çok yemek, aşırı uyku, lezzetli şeylere tutku, hedonistlik (lezzetkoliklik) vesaire. 

Kimi zaman futbolcuların, artistlerin, popçuların, hopçuların isimlerini ve özelliklerine tutkuyla bağlanılır. 

Ancak, Kur’ân’î ve Sünnetî mefhumları işleyen eserlere gelince; “Bunlar ağır, yabancı!” diyerek bir kenara bırakakılabiliyor.

Hele Kur’ân’î mefhûm ve kelimelerin namazda bile tercümelerinin okunmasını isteyen kendini kaybetmişlere ne demeli?

“Acaba kendine Müslüman diyen bir adam, dünyanın bir menfaati için bir günde elli kelime frengî lügatından öğrendiği hâlde, elli senede ve her günde elli defa tekrar ettiği Sübhanallah, Elhamdü lillâh ve Lâ ilâhe illallah ve Allahu ekber gibi mukaddes kelimeleri öğrenmezse, elli defa hayvandan daha aşağı düşmez mi? Böyle hayvanlar için bu kelimât-ı mukaddese tercüme ve tahrif edilmez ve tehcir edilmezler. Onları değiştiripve tağyir etmek, bütün mezar taşlarını yerle bir etmektir; bu tahkire karşı titreyen mezaristandaki ölüleri aleyhlerine döndürmektir.”2

Dipnotlar:

 1-B Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 37.; 

2-Age, s. 420.

Okunma Sayısı: 1199
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı