Bediüzzaman, bu anlayışı şu şekilde ortaya koyar: “Kur’ân ve hadis ve hikmet ve tecrübe ile sabittir ki, haklı âmire itaat farzdır.”1
Bu tesbitten sonra, yönetici-yönetilen ilişkilerinin diğer boyutlarına dikkat çeker:
“İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrûtiyet, adalet ve Şeriattır. Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halîfedir; biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tabî olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar.”2
Ululemre itaat, adaletsizliği, haksızlığı alkışlamayı da gerektirmez. Zira, Kur’ân müsaade etmez:
“Ey imân edenler! Adalet üzere olun ve Allah için şahidlik edin. Kendi aleyhinize veya anne ve babanızla akrabalarınızın aleyhine olsa bile. Hakkında şahidlik ettiğiniz kişi, zengin de olsa, fakir de olsa doğruluktan ayrılmayın. Çünkü ikisini de Allah sizden daha iyi gözetir”3
Ululemre itaat; Bakara Suresinin 44., Lokman Suresi’nin 17. ayetlerinin mealine göre; “emr-i bil-ma’ruf, nehy-i an’ilmünker” yani, yani, iyiyi doğruyu, gerçeği, güzeli anlatmak; yanlış, batıl, kötü, çirkinden sakındırmaktan alıkoymamalıdır.
Ululemre itaat, Rasul-i Ekremin (asm), “Sizden kim bir münkeri görürse, eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse, kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir”4. mealiendeki hadis-i şerifin gereğini yerine getirmeye engel olamaz.
Ululemre körü körüne itaati, “Zalimlere en küçük bir meyil dahi göstermeyin; aksi takdirde cehennemin dehşetli azabı size dokunur.” 5 mealindeki ayet nehyeder.
Ululemre itaat, Peygamberimizin (asm) “En üstün cihad; zalim bir hükümdara hak söz söylemektir.”6 direktifini yerine getirmektir.
Ululemre itaat, “Muhakkak ki, Allah, size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.”7 mealindeki ayete uymayan yöneticiyi alkışlamayı, tasvip etmeyi gerektirmez. Bilakis, ikaz etmeyi, doğrultmayı gerektirir.
Aksi halde ululemirler zulüm ve işkence makinesi kesilirler, hukuk ve adalet yerle bir olur, ülke kaos ile kan gölüne döner, savaş belasına sürüklenir.
Dipnotlar:
1- Hutbe-i Şâmiye, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 111 2- Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 57 3- Nisâ Suresi, 135. 4- Hadis Ansiklopedisi, Kütüb-i Sitte, s. 243 5- Hud Suresi, 113 6- İbn-i Mace, Fiten, 20 7- Nisâ Suresi, 58