Bin sene önceki üniversiteler ile günümüz üniversitelerinin kıyaslayarak “muhasebesini” yapalım.
Endülüs Emevi devletinin üniversiteleri, Nizamül-Mülk ve İmam-ı Gazali’nin medreseleri, Sultan Fatih’in Sahn-ı Seman ve daha yüzlerce yüksek bilim üretim merkezleri toplumu ileri seviyelere ulaştıran “fen, sosyal ve manevi” ilimler üretiyordu. Bugün bizim üniversitelerimiz ne üretiyor?
Günümüz İslam âlemi ve özellikle Türkiye’nin üniversiteleri ideoloji, korku, bağnazlık, taassup, hukuksuzluk ve sessizlik üretiyor…
Nihayet cılız birkaç sesin yanında, üniversiteden bir ses daha yükseldi: ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Twitter sayfasında yazdığı mesajlarla Türkiye’deki eğitim sistemini değerlendirdi:
Prof. Dr. Bağcı, dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında ilk 500’e hiçbir Türk üniversitesinin girememesini, “Gidişat iyi değil. Akademik kriterler iyice sulandırılıyor. Yanlışlık çok” diye yorumladı. Mevzu ile ilgili diğer mesajları şöyle:
● Dünyanın en iyi üniversiteleri sıralandı, ilk 500’e hiçbir Türk üniversitesi giremedi
Şaşırtıcı olmadı. Daha da kötü olacak gibi seneye, bilim adamlarının çalışma şartlarını düzeltmek gerek. Acilen. Büyük bir kaçış var ülkeden.
● Özellikle genç akademisyenlerin durumu çok kötü. En iyi beyinler kaçıyor. Yazık oluyor ülkemize. 10 yıl önce ise tam tersi idi.
● Bilim akıl demektir. “Aklımızı ve akıllılarımızı” kaçırıyoruz. Gidişat iyi değil. Akademik kriterler iyice sulandırılıyor. Yanlışlık çok.
● Güzelim beyinlerimizi kaybediyoruz. Bu gidişle daha da kötü günler geliyor. İyi oluyoruz diyen varsa bilelim!
● 30 yıldır üniversitede ders veriyorum. Hiç böyle bir dönem yaşanmadı. Öğretim üyeleri mutsuz ve motivasyonları yok. Akıl tatile çıktı.
● Yurtdışına çıkan öğretim üyelerini havalimanında 22 yaşındaki polis memuru ile muhatap bırakmak kötü. Profesörüne güvenmeyen bir sistem.
● Cumhurbaşkanı ve hükümete önerim, bir an evvel bu mantıksız uygulamayı kaldırın lütfen. Bilim adamlarını küstürüyorsunuz. Sonuç bu oluyor.
● Beyin üretimi yapar üniversiteler. Bilim adamları yazar çizer. 30 yıl sonra bunları yazmak üzücü. Ama gerçek bu. Duyurulur.
● Benden söylemesi. Tarihe not düşmek gerek. Yazık oluyor ülkemize ve güzel beyinlerimize.
● Eğitimde ve kültürde başarısız olduk demek yeterli değil, nasıl başarılı olunur ona reçete bulmak gerek. Eğitim pusulasız gemi gibi şu anda.”
Üniversitelerimizi korku ve bağnazlık cenderesine hapseden ve seslerini kısan iktidar! Kulakların çınlasın!