Bediüzzaman’ın, bilhassa Uhuvvet ve İhlas Risalelerinde tedavi ettiği “tenkit hastalığı” maddeleri, fert, cemaat ve sosyal hayat için hayati öneme haiz. “Menfi, yıkıcı tenkidin” birçok sebebi vardır, ama, birinci kaynağı nefis ve şeytandır:
Nefis ve şeytan, sizi, kardeşinize karşı itiraza ve haklı olarak tenkide sevk ettiği vakit, deyiniz ki: ‘Biz, değil böyle cüz’î hukukumuzu, belki hayatımızı ve haysiyetimizi ve dünyevî saadetimizi Risâle-i Nur’un en kuvvetli rabıtası olan tesanüde feda etmeye mükellefiz.1
Taassup yerinde hak; ve safsata yerinde bürhan; ve tadlil-i gayr yerinde tevfik (başarıya ulaştırma) ve tatbik ve istişare ederse, dünya birleşse, hak olan mezhep ve mesleğini bir parça tebdil edemez. Nasıl ki, zaman-ı saâdette ve Selef-i Salihîn zamanlarında hükümfermâ hak ve bürhan ve akıl ve meşveret olduklarından, şükûk ve şübehatın hükümleri olmazdı.2
Bu ölçüleri ve prensipleri üst üste, ehl-i hizmetin hizmetlerini ve hatalarını alt alta koyup; “Ey imân edenler! Adalet üzere olun ve Allah için şahidlik edin. Kendi aleyhinize veya anne ve babanızla akrabalarınızın aleyhine olsa bile. Hakkında şahidlik ettiğiniz kişi, zengin de olsa, fakir de olsa doğruluktan ayrılmayın. Çünkü ikisini de Allah sizden daha iyi gözetir”3 hükmünce hareket edersek, tenkit hastalığından, yanlışlardan kurtuluruz.
Bu hakikat ve prensipleri okuduğu halde tenkide devam ederse ya “meseleyi anlamamış”, ya “gurur ve cerbezesini” yenememiş, ya “garezkardır.” Veyahut ya “enâniyet ve nefs-i emmâre onu aldatıyor”, ya “müfsiddir veya bilmediği halde ifsat ediyor”, veyahut da “ehl-i dünyanın hafiye ve propagandacılarına kapılmış”dır!
Tenkit edenlere bir kere daha bu prensipleri hatırlatınız; yine devam ederlerse kaale almayınız, “Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler.”4 mealindeki hükmünce uzaklaşınız veya reddediniz!
Dipnotlar:
1-Kastamonu Lâhikası, Enst./intr., s. 181.; 2-Muhakemat, Enst./intr., s. 32.; 3-Nisâ Suresi, 135.; 4-Furkan Sûresi, 72.