Başbakan konuşamaz; herhangi bir karar veremez; CB’nin istemediği hiçbir işi yapamaz!
“Başbakanlığı bırak, Genel Başkanlığa da aday olma!” dediler.
Hiç sesini çıkaramadı! Bunca güçlü çevresi de ses çıkaramadı.
Başbakan Yardımcıları konuşamaz! (Mevcut olanları ve Arınç’ın susturulması gibi!) CB’ye aykırı hiçbir faaliyette bulunamazlar.
Bakanlar konuşamaz, keza kendi görüşleriyle icraat yapamazlar!
Milletvekilleri ise hiç konuşamaz!
Yanlış anlaşılmasın, rutin işleri kast etmiyoruz; kendi inisiyatifleri ile, görüşleri istikametinde hiçbir söz ve icraatta bulunamazlar, bulunamadılar, bulunamıyorlar!
Onları belirleyip listeye alan ve milletin önüne koyup “Ben bunları seçeceksiniz, tercih hakkınız yoktur!” diyen kim ise o konuşur, o kararı verir. Şayet konuştukları taktirde, bakan yapmaz, parti işlerinde iş vermez iplerini çeker!
Eğer başbakanlar, başbakan yardımcıları, bakanlar, milletvekilleri konuşamaz, icraat yapamaz, yapamıyorlarsa AKP yöneticileri, il başkanları, ilçe başkanları hiç yapamaz!
Bürokrasiye geçersek; eğer başbakanlar, başbakan yardımcıları, bakanlar, milletvekilleri, il, ilçe parti başkanları konuşamaz, icraat yapamazlarsa, yapamıyorlarsa genel müdürler, daire başkanları, müdürler, müdür yardımcıları bırakınız konuşmayı, yapmayı; konuşmayı ve yapmayı düşünmez, düşünemezler bile!
Şu halde, AKP hiç hükmünde, yok hükmünde değil mi? Yanılıyor muyum yoksa?
Peki, o zaman ülkeyi kim yönetiyor? Bir kişi mi?
Halbuki bu, psiko-sosyal gibi ilmi verilere ve müceddidi tesbit ve keşifler aykırıdır. Şöyle ki:
Zaman, cemaat zamanıdır, cemaatte olan kuvvet, fertte yoktur;1
Fert dahi de olsa, cemaatin şahs-ı manevîsine karşı sivrisinek kadar kalır.2
Şahıs ne kadar güçlü ve dâhi de olsa şahs-ı maneviye karşı mağlûp düşebilir.”3
Bu hakikatlere göre güç; şahısların, yani, hocaların, şeyhlerin, siyasî liderlerin elinde değil; “şahs-ı manevilerin” elindedir. Öyle değil mi?
O halde, ülkeyi bir kişi idare edemeyeceğine göre kim idare ediyor?
Müstebit bir zümre mi? Üstadın tesbitiyle, “Zümre istibdatı” mı var?
Eğitim felç mi, hukuk mefluç mü, sosyal münasebetler, evlilik, aile hayatı, gençlik, tv yayınlarında ahlâk dibe vurmuş mu?
Vatandaşlar biribirine girmiş mi? Aile fertleri, toplum “paralel yapı” ayaklarına biribirine düşmüş mü? Aralarına fitne girmiş mi?
Hiç şüphesiz dindar AKP’liler bunu istemiyor, istemez! İşin tabiatı gereği, yani, yönetici olarak istemez! Öyle ise, bu işleri kim yapıyor?
Ülkeyi AKP yönetmediğine göre, ülke yönetildiğine göre, bu işi hangi şahs-ı manevî yapıyor?