Mü’min, “emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münker / iyi, doğru, hakkı anlatmak, yanlış, batıl, kötülükten men etmek kesinlikle size farz kılındı.” 1 mealindeki âyet mucibince doğruya doğru, yanlışa yanlış demek zorunda ve mükellefiyetindedir.
Yeni Asya, Kur’ân’ın, “Kendi aleyhimizde, anne-babamızın, akrabalarımızın aleyhinde de olsa dosdoğru şahitlik edin.” 2 mealindeki emri yerine getirmek mükellefiyetindedir. Onlarca âyette adalet emredilir.
Yeni Asya, bir de “Sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostunuz yoktur; sonra yardım da göremezsiniz.” 3 mealindeki âyete dikkat etmeye mecburdur.
Yeni Asya, “Velateziru vaziretun vizre uhra/Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.” 4 mealindeki âyet gereğince, “Bir mesleğe, bir tarikate, bir cemaate, bir camiaya, bir derneğe, bir sandikaya mensubiyet veya gönül bağının olması suç olur mu?” diye sormak ve gereğini anlatmak zorundadır.
Yeni Asya, “Bir kavme (topluluğa, millete) olan kininiz, öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin, adaletten saptırmasın.” 5 mealindeki âyeti nazara almayanları alkışlayamaz asla!
Yeni Asya, “Bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakk’ın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez.” 6 hakikatince herkesin hakkını gözetmek zorundadır.
Yeni Asya, “Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin.
Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.” 7 diyen Üstadını dinlemek; “bir tek masuma dahi zulmeden zalimin zalimliğini semavata işittirecek derecede” bağırmak zorundadır.
Yeni Asya, “Bir nefer hata etse, garpta bir nefere askerlik münasebetiyle zahmet ve ceza vermek; veya İstanbul’da bir esnafın cinayetiyle Bağdat’ta bir dükkâncıyı esnaflık münasebetiyle mahkûm etmek nev’inden, her hadise-i dünyeviyede bana sıkıntı vermek hangi usûlledir, hangi vicdan hükmeder, hangi maslâhat iktiza eder?” 8 sorusunu sormak mecburiyetindedir.
Yeni Asya, eğer yumuşasa, haksızlık karşısında sussa, baskı yapanlar dahil, hepimiz arzî, semavî belâ, musîbet ve afatların gönderilip topyekûn mahvolmamıza fetva çıkmaz mı?
Zira, Yeni Asya, hiçbir maddî çıkarı olmadığı, bilâkis kayıpları olduğu halde, sırf Allah rızası için çalışıyor. Kur’ân, iman hakikatlerini ortaya koyan Risale-i Nur tefsirine tam sadâkat, sebat ve metanet gösterdiğinden ve dahi istikametini bozmadığından inayet altındadır.
Dipnotlar:
1- Lokman Sûresi’nin 17. 2- Nisa Sûresi, 135. 3- Hud Sûresi, 11/113. 4- En’âm Sûresi, 6:164; İsrâ Sûresi, 17:15. 5- Maide Sûresi, 8. 6- Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 57. 7- Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 254. 8- Şuâlar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 399.