Eski çağın ilmi seviyesi, birikimi, doneleri ve ulaşım vasıtalarıyla hedefe ulaşmak imkânsız değilse de çok zor. Evet, onlarla Kâbe’ye gidebiliriz. Ama, binbir meşakkatle ve üç-beş ayda!..
Felsefe ve tıpta zamanın dahisi İbn-i Sina, yalnızca tıp alanında 29 buluş yapmış, onlarca tıbbî âlet geliştirmiş. Yine, El-Havi isimli tıp eseri, asırlarca Batı üniversitelerinde okunmuş.
Ne var ki, bugün, hastalıkların teşhis ve tedavisinde bu İslâm hükemasının metotları kullanılmıyor! Tıbbî veriler, metotlar, âletler, cihazlar, ilâçlar, kitaplar değişti.
Sosyal hayat ve anlayışlar fevkalâde inbisat ve değişim içinde. Meseleler, problemler, psiko-sosyal hastalıklar da çeşitlenmiş, derinleşmiş. 100, hatta 10 sene öncesinin bakış açısı değişti. Okullarda eski zamanların fizik, kimya, matematik, biyoloji, astronomi kitapları okutulmuyor!
Eski devirlerin ulaşım ve nakliye araçları kağnı, at arabası, faytonu ulaşım için kullanmıyoruz. Aile ve sosyal hayatta da eski devirlerin ilmî birikimiyle tasnif edilen irşad, tebliğ metotları ve tefsirleriyle hareket edebilir miyiz?
Onlar, çağlarına uygun yazılmış temel eser, kaynak eserdirler. Ama, çağımızın insanını tatmin etmeye kifayet etmezler...
İmanı yenilemek, elektrikle çalışan cep telefonu veya herhangi bir cihazı şarj etmek demektir. Telefonu şarj etmediğimizde iletişim kuramadığımız gibi; imanımızı yenileyemezsek, Rabbimizle, Meleklerle, Kitaplarla, Rasullerle, ahiret hayatıyla ve aile fertleri olarak biribirimizle sağlıklı iletişim kuramayız.