En büyük, hakikî ve öncelikli cihad, görünen, açık düşmana, şeytana ve nefse karşı yapılır.
Adı emniyet, barış ve merhamet olan İslâmiyetin temel kitabı Kur’ân-ı Kerîm’de, “Bir insanı haksız yere öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir!”1 beyan edildiği halde, şiddet ve teröre izin veriyor diye lanse edilmesi, dehşetli bir planın neticesidir ve bu planı ferasetli Müslümanlar olarak bozmalıyız.
Gerçekten cihad etmek, şehid olmak mı istiyoruz? O halde, mealini verdiğimiz yukarıdaki Âyet ve şu Hadis-i Şeriflerin şifrelerine göre hareket etmeliyiz:
Peygamberimiz (asm) “İslâm’ın ve Müslümanların var olup-olmama savaşından dönüşte, “Küçük cihaddan büyük cihada döndük” buyurmuştu. Ashabından birisi büyük cihadın ne olduğunu sorunca, “Kişinin nefsine, heva ve hevesine karşı gerçekleştirdiği savaştır ki, bu cihadın en büyüğüdür’ buyurdu.”2
Cihad etmek ve şehid olmak isteyen:
“Mahşerde ulema-i hakikatin sarf ettikleri mürekkep şehidlerin kanıyla muvazene edilir, o kıymette olur.”3
“Bid’aların ve dalâletlerin istilâsı zamanında Sünnet-i Seniyyeye ve hakikat-i Kur’âniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehid sevabını kazanabilir.”4
Bediüzzaman’ın bir yorumu şöyle: Ey tembellik damarıyla yazıdan usanan ve ey sufîmeşrep kardeşler! Bu iki hadisin mecmuu gösterir ki, böyle zamanda hakaik-i imaniyeye ve esrar-ı Şeriat ve Sünnet-i Seniyyeye hizmet eden mübarek, hâlis kalemlerden akan siyah nur veya âb-ı hayat hükmünde olan mürekkeplerin bir dirhemi, şühedanın yüz dirhem kanı hükmünde yevm-i mahşerde size fayda verebilir. Öyleyse onu kazanmaya çalışınız.5
Cihad Âyetleri ve Hadisler ışığında “cihad meselesi” ele alındığında:
En büyük, hakikî ve öncelikli cihad, görünen, açık düşmana, şeytana ve nefse karşı yapılır. “İslâm adına yapılan her türlü, çalışma, faaliyet, aktivitenin de adı cihaddır.
Günümüzde esas olan “cihad-ı mânevî”dir. Ve evvelâ nefsimizle cihad edip ıslah etmeliyiz. Bir insan kendi başına harici cihad kararı veremez.
Irak, Suriye, Filistin gibi yerlerde kaos var. Özellikle Suriye’de biribirine de iyi bakmayan 1200 muhalif gurup var. Oraya cihada giden kimin eline düşeceği belli değildir.
Yol bilmeyen, iz bilmeyen bir Müslüman, kendisini karanlığa atamaz.
Mealleri böyle olan hadislere Bediüzzaman’ın yorumuna göre:
Şehid ve gazi olmak isteyen iman-Kur’ân yolunda çalışırsa yüz şehid sevabını alabilir.
Sünnet-i Seniyye’ye ittiba, yüz şehid sevabı kazandırabilir.
Dipnotlar:
1- Maide Sûresi, 32.
2- Feyzü’l-Kadir, 4/511; Keşfü’l-Hafâ, 1/511.
3- Gazâlî, İhyâ u Ulûmi’d-Dîn, 1:6; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr.
4- İbni Adiy, el-Kâmil fi’d-Duafâ, 2:739.
5- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, s. 171.