Dindarlar, hakperestler, hürriyetçiler yüzde 90; haksızlar, zalimler, müstebitler vs. yüzde 10 olduğu halde neden baştan ayağa yasaklarla dolu Kemalist darbeler anayasası halen geçerli?! Niçin değiştirilemiyor?
Niçin yüzde 10 ehl-i fesat, yüzde 90 dindarları mağlûp ediyor? İşte bu müthiş psiko-sosyal çarpıklığın teşhisi: “Ben kendim mükerreren müşahede etmişim ki, yüzde on ehl-i fesat, yüzde doksan ehl-i salâhı mağlûp ediyordu. Hayretle merak ettim. Tetkik ederek kat’iyen anladım ki, o galebe kuvvetten, kudretten gelmiyor,
- Belki fesattan - Ve alçaklıktan
- Ve tahripten
- Ve ehl-i hakkın ihtilâfından istifade etmesinden ve içlerine ihtilâf atmaktan
- Ve zayıf damarları tutmaktan ve aşılamaktan
- Ve hissiyat-ı nefsaniyeyi ve ağrâz-ı şahsiyeyi tahrik etmekten
- Ve insanın mahiyetinde muzır madenler hükmünde bulunan fena istidatları işlettirmekten
- Ve şan ve şeref namıyla, riyâkârâne nefsin firavuniyetini okşamaktan
- Ve vicdansızca tahribatlarından herkes korkmasından geliyor. (Bediüzzaman, Lem’alar, s. 89.) (Aman lânet olsun şimdi şuhak ve hukuku ararsam bir sürü sıkıntı ve tahribatlar olacak, lânet olsun!” diyep vazifesini yapmamasından…)
O halde sebat etmeli; korkmamalı; tahrip kolay olduğuna göre bütün gücümüzle tamire çalışmalıyız.
Hakikat ehli ihtilâfa düşüp istifade etmelerine ve içimize ihtilâf sokmalarına meydan vermemeli.
Zayıf damarlarımızı güçlendirerek tutmalarına ve aşılamalarına müsaade etmemeli.
Nefsin hislerini, duyguları bir kenara bırakmalı. Yüzde 90’ın içindekilerden şahsî garaz ve husûmet varsa tahrike gelmemeli.
Mahiyetimizdeki muzır madenler hükmünde bulunan fena istidatları işletmelerine fırsat tanımamalı.
Şan ve şeref duygusunu meleklerin, hakikat ehlinin, hakperestlerin, mazlum ve masumların alkış ve duâlarını alarak tatmin etmeli. Şan ve şöhretin riyakârlık olduğunu, nefsin firavunluğunu depreştirmek için okşamalarına izin vermemeli.
Vicdansızca tahribatlarından değil, yalnız Allah’tan korkmalı. Hadis-i şerifin beyanıyla, O’ndan korkarsak, O bizi korktuklarımızdan emin eder.