"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zamanın genişlemesi (bast-ı zaman)

Ali FERŞADOĞLU
13 Mayıs 2017, Cumartesi
Bast-ı zaman, zaman içinde zamanı yaşamak, diğer bir ifadeyle kısa zamanda pek çok işi yapmak veya birçok yere gitmektir.

Yani zamanın genişlemesi, kısa bir zaman dilimine pek çok olayın sığdırılması veya bir dakikanın saatler, hatta günler, seneler kadar sürmüş gibi yaşanmasıdır.

Duyu ve temel duygularımızla kavrayamadığımız bu olgu, acaba mümkün olabilir? Zamanın akış hızı, kâinatın çeşitli yerlerinde, çeşitli varlıklar arasında farklıdır. Hızlı film, yavaş film gibi... Atomdan galaksilere, mıknatıstan kristallere kadar her şeyde, farklı zaman birimleri çekme/itme gücü kanunu geçerli. Meselâ Jüpiter 10 saat kendi, 12 yıl da güneş etrafında döner. Yani onun bir yılı, dünya hesabıyla 4 bin 380 gün. Satürn’ün bir yılı 30 yıldır. Veya aynı zaman zarfında karıncanın, kaplumbağanın ve tazının aldığı yol, katettiği mesafe gibi... Kaplumbağada zaman dar iken, tazı için oldukça genişlemiş, az zamanda pek çok mesafe katetmektedir. 

“Zaman genişlemesi” meselesine kozmik değerler açısından yaklaşabiliriz.

Şöyle ki:

Kozmik ışınların ömürleri fizik ve matematik değerler olarak tesbit edilir. Saniyelik ömrü olan varlıkların yanında, ömrü saniyenin bir milyar kere milyarda biri kadar kısa olanlar da vardır. (Bizim bakışımızla ömrü kısa, ama onun için uzundur. Çünkü o zaman zarfında o, gezegenler arası birçok gezintiler yapmış, pek çok film karesi sahnelenmiştir. 

Işığın hızı saniyede 300 bin kilometredir. Biz bir saniyede “Hey, hey!” diyene kadar o, ekvator güzergâhını takip ederek dünyayı yedi sefer dolaşır. Eğer onu şuurlu farz ederseniz, farkına vararak kısa bir zaman içerisinde pek çok manzaralar görmüş, olaylar yaşamış ve uzun bir ömür geçirmiş olur. (İnsan da, Nur ismine yapışarak, kendi sür’atini ışık seviyesine çıkarabilir!)

Atom çekirdeklerindeki nötron ve anti-nötron denen, elektrondan daha küçük olan iki madde, çekirdek içerisinde bazen var, bazen yok olabiliyor,  kâinatın başka boyutuna intikal ediyor. Maddeden çıkıp kayboluyor ve tekrar maddeye dönebiliyor... Maddenin sınırına giren ve onu aşan, tekrar geriye dönen varlıklar tesbit edilmiştir. 

Okunma Sayısı: 3758
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    13.5.2017 01:23:35

    Tefekkür zamanı anlamada çok önemli bir mefhum dur.nur isminin tecelli boyutları ile girilen sarayın harem dairesine tefekkür ile girilir.derken varlık madde boyutundan yokluk boyutsuzluğuna inkılab eder.bu noktada ene zaten yoktur.nahnu dan sıyrılıp hüveye varılmıştır.ki bu nokta ve sonrası zamanın durması ile seyr alemlerinin kapısı aralanmış olacaktır.doyamazsın fakat aç da kalmazsın bu yokluk içerisindeki varlıktan.sonrada dilin ...evet öğrensinler di herşeyi.belki dost ile olan bağları.ve saklayamazdık zaten.bu karanlıkta aydınlığı.der."değildir bu bana layık bu bende..."bu olsa gerek diyerek.hakikatımızı gösterme sadedinde.Ben bende yim.ben bende yim.Ben bende yim.eller ne yar ne yaran, ben bende yim.ile zamanda hikayeymiş sonucuna varılır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı